Papa Francis’in vefatının ardından Katolik dünyasında yeni papayı belirleme tartışmaları hız kazandı. Bu süreçte en çok öne çıkan isimlerden biri, Donald Trump’a yakınlığı ile bilinen Kardinal Raymond Burke oldu.
1948 yılında ABD’nin Wisconsin eyaletinde dünyaya gelen Burke, geçtiğimiz şubat ayında Papa’nın hastaneye kaldırılmasının ardından papalığa aday olarak medyada gündem oldu. Trump’ın desteğini alan Burke, rakiplerini geride bırakarak papalık için iddialı bir isim haline geldi.
Katolik Kilisesi’nin geleneksel öğretilerini savunmasıyla dikkat çeken Burke, önceki Papa Francis’in reformist bakış açılarına karşı duruşuyla biliniyor. Özellikle LGBT üyeleriyle ilgili alınan kararları eleştiriyor ve boşanmış – yeniden evlenen Katoliklerin Kilise’nin haklarına tam erişimlerini sorguluyor.
PAPA’YA YÖNELİK ELEŞTİRİLERİ
Burke, 2014 yılında Papa’nın liderliğini “dümensiz gemi” olarak nitelendirdiği bir açıklama ile, Francis’in en büyük eleştirmeni haline geldi. Bu dönemin ardından, Papa onu Vatikan’ın en yüksek yargı organındaki görevinden alarak Malta Şövalyeleri’nin koruyucusu olarak atadı. Ancak 2023’te bu görev, başka bir kardinale devredildi.
Papa Francis dönemlerinde, Aralık 2015’te yapılan açıklamayla Kilise, Yahudilerin din değiştirmeleri gerektiği düşüncesinden vazgeçerek iki inanç arasındaki benzersiz ilişkiyi tanıdı. Burke ise bu durumu eleştirerek, Kilisenin mesajını tüm insanlarla paylaşma görevini vurguladı.
2023 yılında, Vatikan tarafından Burke’ün finansal ayrıcalıkları ve sağlık hizmeti iptal edildi. Bu durum, basında “cezalandırma” şeklinde yorumlandı. Ayrıca Papa, kapalı toplantılarda Burke’e yönelik Kilise’yi bölmekle suçlamalar da gündeme geldi.
Burke, 2019 yılında bir röportajda Papa’nın kendisini tehdit olarak gördüğünü öne sürdü. Halen kendi kurduğu Our Lady of Guadalupe Mabedi’nin yönetim kurulunu yöneten Burke, geleneksel Katolik değerleri üzerine vaaz vermeye ve yazılar kaleme almaya devam ediyor.
TRUMP İLE İLİŞKİSİ
2016 ABD başkanlık seçimleri öncesinde, Burke Donald Trump’ı desteklediğini belirtirken, Trump’ın ailenin, evliliğin ve dinin korunmasında “kilise değerlerini savunduğunu” ifade etti. Burke, Katoliklerin bu seçimlerde Trump’a oy verebilme ihtimalinden bahsederek, göçmenlik konusundaki tavırlarına da dikkat çekti.
Burke, Trump’ın “iyi bir başkan” olmasını umduğunu ve onun bu doğrultuda ayrımları gidermesi adına destek verdiğini de belirtti. İlerleyen dönemlerde, özellikle Trump’ın adını zikretmeden de olsa, kürtaj karşıtlığı ve geleneksel aile yapılarına dair görüşleriyle dikkat çekti. Aynı zamanda, Trump da Burke gibi Papa Francis’in politikalarına karşı mesafeli bir duruş sergiledi.
Burke, bugüne dek ABD’li bir Papa olmaması ve Trump’a yakınlığı nedeniyle dikkatleri üzerine çekerken, bazı kardinaller tarafından kutuplaştırıcı bir figür olarak damgalanıyor.