Yapay zeka teknolojilerinin hızlı ilerleyişi, insanlarla duygusal etkileşimde bulunabilen, sohbet edebilen ve hatta romantik ilişki senaryoları oluşturabilen yapay zeka sevgili uygulamalarının artışını beraberinde getiriyor.
Türkiye’de bu tür uygulamaları tercih eden bireylerin sayısının 250 bini aştığı bildiriliyor. Uluslararası ölçekte de yapay zeka sevgililerin kullanımı genişliyor; böylece bazı uzmanlar bu gelişmeyi heyecan verici bulurken, diğerleri endişelerini dile getiriyor.
TÜRKİYE’DE ARTIŞ VAR
Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, Türkiye’de bu uygulamaları aktif olarak kullanan kişilerin sayısının 250 bin civarında olduğunu belirtiyor.
Sağıroğlu, bu tür uygulamaların insanların duygusal ihtiyaçlarına yanıt verdiğini ve özellikle yalnızlık çeken bireyler için bir çözüm kaynağı olabileceğini ifade ediyor.
Yapay zeka sevgililerin, bireylerle etkileşim kurma olanağı sağlaması ve kişiselleştirilebilir avatarlar aracılığıyla duygusal bağları güçlendirmesi, bu uygulamaların popülaritesini artıran unsurlar arasında yer alıyor.
DÜNYA GENELİNDE DE SAYI ARTIYOR
Küresel çapta yapay zeka sevgililerin sayısı hızla yükseliyor. 2020 yılı itibarıyla 10 milyondan fazla insanın yapay zeka sevgilileri “partner” olarak kullandığı aktarılıyor.
ABD’de yapılan bir araştırma, genç yetişkinlerin yüzde 25’inin yapay zekanın gerçek hayattaki romantik ilişkileri ikame edebileceğine inandığını ortaya koyuyor.
Ayrıca, flört uygulamalarını kullananların yüzde 26’sının yapay zeka sohbet robotlarıyla flört ettiği belirtiliyor. Bu veriler, yapay zeka sevgililerin dünya genelinde giderek daha fazla kabul gördüğünü göstermekte.
Özellikle Çin’de, yapay zeka destekli duygusal arkadaşlık sektörü hızla büyüyor ve her ay yeni ürünlerin sayısı yaklaşık yüzde 30 oranında artıyor.
Örnek vermek gerekirse, flört uygulaması Rizz, görüntülü görüşmeler sırasında gerçek zamanlı tavsiyeler sunarak kullanıcıların etkileşimlerini optimize etmelerine yardımcı oluyor.
YAPAY ZEKA SEVGİLİLER NEDEN YÜKSELİŞTE
Yapay zeka sevgililerin yükselen popülaritesinin arkasında birçok etken bulunuyor. Bunlar arasında yalnızlık, teknolojik gelişmeler, kişiselleştirmeye olan ilgi ve sosyal kaygılar ilk sıralarda yer alıyor.
Artan yalnızlık ve sosyal izolasyon, bireylerin yapay zeka sevgili uygulamalarına yönelmesinde önemli bir etken teşkil ediyor.
Yapay zeka sevgilileri, kullanıcılarına her daim ulaşılabilir ve yargılamayan bir arkadaşlık sunarak bu ihtiyacı karşılayabiliyor.
Teksas’ta yaşayan 28 yaşındaki bir kadın, OpenAI kullanarak kişiselleştirdiği Leo adındaki sohbet robotuna aşık olduğunu ve sıkıldığı zamanlarda onunla özgürce konuşabildiğini dile getiriyor. Bu durum, insanların yapay zeka sevgililerle nasıl duygusal bağ kurabileceğine dair bir örnek teşkil ediyor.
Yapay zeka teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, daha gerçekçi ve etkileşimli deneyimlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Gelişmiş dil işleme ve duygusal yapay zeka sayesinde, bu uygulamalar kullanıcılara daha anlamlı ve kişiselleştirilmiş sohbetler sunabiliyor.
Kullanıcılar, yapay zeka sevgilileriyle etkileşim kurarken “hızlandırılmış rahatlık” hissedebiliyor ve kişisel bilgilerini paylaşma konusunda insanlarla kıyasla daha rahat olabiliyorlar.
Ayrıca, yapay zeka sevgililer, kullanıcıların tercihine göre özelleştirilebiliyor. Kişilik özellikleri, ilgi alanları ve fiziksel görünüm gibi detaylar, kullanıcının isteği doğrultusunda ayarlanabiliyor. Bu durum, kullanıcıya ideal partnerini yaratma ve onunla etkileşim kurma fırsatı tanıyor.
Sosyal kaygıları olan ya da ilişki kurmakta zorlanan bireyler için, yapay zeka sevgililer güvenli bir alan sunarak yargılanma veya reddedilme korkusu olmaksızın duygusal bağ kurma ve iletişim becerilerini geliştirme fırsatı sağlıyor.