Haber7 – ÖZEL
Patronlar kulübü TÜSİAD, hükümete ve bağımsız yargı sistemine yönelik eleştirilerinden geri adım atmazken, geçmişten bugüne uzanan bu tutumunu arşivlerde kaydedilen bilgilerle yeniden gözler önüne seriyor.
1971 yılında kurulan TÜSİAD, Türkiye’nin siyasetine yön verme çabasıyla sıkça eleştiriliyor. Bu yaklaşım, somut örneklerle tarihsel bir kesite yansıyor.
KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA AYNI TAVIR
TÜSİAD’ın kurulduğu yılın altıncı yılında Türkiye, tarihin en kritik seçimlerinden birine tanıklık etmişti. Kıbrıs harekâtı sonrasında yapılan ilk seçimde ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştı.
CHP-MSP koalisyonunun sona ermesi sonrası kurulan iki hükümetin de ömrü kısa olmuş; ABD’nin silah ambargosu, kesilen dış yardımlar, petrol krizi, döviz darboğazı ve 1 Mayıs olayları gibi sorunlar seçimlere giderken halkı sandık başına yönlendirmişti.
5 Haziran 1977’de yapılan seçimlerde Ecevit liderliğindeki CHP, yüzde 41.4 ile 213 milletvekili çıkararak birinci parti olurken, Demirel’in Adalet Partisi yüzde 36.9 ile 189 milletvekili ve Erbakan’ın MSP’si yüzde 8.6 ile 24 milletvekili elde etti. Türkeş’in MHP’si ise yüzde 6.4 ile 16 milletvekili kazanmıştı.
Meclis aritmetiği, tek başına iktidar olacak bir yapı oluşturulamadığı için yeni koalisyonlara olanak tanımıştı.
SİYASETE MÜDAHALE
O dönemin belirsizlikleri içinde, “patronlar derneği” TÜSİAD, siyasetçilerin yönlendirilmesinde etkili bir rol üstlenmişti.
Dönemin TÜSİAD yetkilileri, CHP’nin iktidar olmasının gerekliliğini vurgulayarak kamuoyuna açık beyanlarda bulundu.
TÜSİAD’ın Kurucu Başkanı Feyyaz Berker, azınlık hükümetinin bile olsa CHP’nin hükümeti yönetmesi gerektiğini savundu.
Gölge başkan olarak bilinen Vehbi Koç ise CHP’nin hükümeti kurması gerektiğine dair fikirlerini kamuoyuna sundu.
8 Haziran 1977 tarihli Milliyet gazetesine yansıyan TÜSİAD yetkililerinin ifadeleri dikkat çekiyordu:
TÜSİAD Başkanı Feyyaz Berker: “CHP’nin gerekirse azınlık hükümetini kurması düşünülebilir.”
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Koç: “Hükümeti CHP’nin kurması yararlı olur.”
TÜSİAD NE DEDİYSE O
TÜSİAD’ın yönlendirmesi doğrultusunda 21 Haziran 1977’de CHP, azınlık hükümetini kurmayı başardı. Berker’in öngörüsü gerçekleşmişti.
Ancak bu hükümet güvenoyu alamayarak bir yıl içinde dağılmak zorunda kaldı.
İKTİDARA TAŞIDIKLARI ECEVİT’İ BÖYLE DEVİRDİLER
TÜSİAD, siyasete olan bir diğer müdahalesini 13 Mayıs 1979 tarihinde gerçekleştirdi.
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e karşı harekete geçerek, medya aracılığıyla hükümete adeta muhtıra verdiler.
Verilen “Gerçekçi çıkış yolu” başlıklı ilan ile TÜSİAD, Ecevit hükümetini hedef alarak şu ifadeleri kullandı:
“Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz dış kredilerle, uyguladığımız ekonomik sistem birbirine çok yakından bağlıdır. Pazar ekonomisinden gitgide uzaklaşan bir anlayış, batı dünyasında hak ettiğimiz yeri, yeterli kredileri ve gerekli dış sermayeyi bulmamızı engeller. Ekonomimizin aşırı müdahaleci ve güven sarsıcı zihniyet bunalımı, girişimci ruhu zayıflatmaktadır.”
Başbakan Ecevit ise 15 Mayıs 1979’da TÜSİAD’a verdiği yanıtında, “Büyük sermaye çevrelerinin tehdit ve uyarı muhtıraları ile hükümet devrilemez. Eğer devirilebilirse bile, böyle bir hükümetin cesedini üstlenen kimse olamaz.” ifadelerini kullanmıştı.
Güneş Motel skandalının ardından kurulan Ecevit hükümeti, TÜSİAD’ın muhtırasından altı ay sonra 12 Kasım 1979 tarihinde devrildi.
Günümüzde TÜSİAD, 650 üyesi aracılığıyla 4,500’e yakın şirkete sahip olup; milli gelirin kamu sektörü harici yüzde 50’sine, dış ticaretin yüzde 80’ine ve özel sektör istihdamının yüzde 50’sine hakim durumdadır.