Türkiye’nin son zamanlarda gerçekleştirdiği dış politika adımları, uluslararası medyada büyük yankı uyandırmaya devam etmektedir.
Bölgesel ve küresel gelişimleri etkileme potansiyeline sahip olan Türkiye’nin diplomatik girişimleri, dünya genelinde dikkatle izlenmektedir.
“TÜRKİYE, KÜRESEL KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNDE KİLİT ÜLKE”
Essex Üniversitesi’nden Profesör Natasha Lindstaedt’in kaleme aldığı ve Asia Times’ta yayımlanan “Türkiye, birden fazla küresel krizin çözümünde kilit rol oynuyor” başlıklı makalede çarpıcı tespitler öne çıkmaktadır.
Lindstaedt, Türkiye’nin Suriye ve Ukrayna’daki çatışmalarla ilgili çözüm süreçlerinde giderek daha etkin bir rol üstlendiğini ifade ederek, “Türkiye, Avrupa, ABD ve Rusya ile yaptığı anlaşmalarla dış politikada mühim bir stratejik konum kazandı ve uluslararası arenada etkili bir arabulucu olarak öne çıkıyor.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
“TÜRKİYE, RUSYA İRAN VE SURİYE İLE YAKIN İLİŞKİLER KURDU”
Makalenin dikkat çekici başlıkları arasında, Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında stratejik bir konumda bulunmasının yanı sıra, “akıllı bir müzakereci” olarak da öne çıktığı belirtilmektedir. 2000’lerin başından itibaren işbirliği odaklı bir dış politika izleyen Türkiye, ekonomik ilişkileri güçlendirerek Rusya, İran ve Suriye ile yakın bağlantılar kurdu. NATO üyesi ve AB ile önemli bir ticaret ortağı olan Türkiye, aynı zamanda Rusya, Ukrayna, Çin ve Orta Doğu ülkeleriyle de kuvvetli bağlar geliştirmiştir.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN TAVRI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem dostları hem de rakipleriyle eşit biçimde yüzleşmekten çekinmemesi, Türkiye’ye stratejik bir esneklik kazandırıyor.
“TÜRKİYE, MOSKOVA’YA BOYUN EĞMEDİ”
Türkiye, Rusya’nın en büyük ikinci ticaret ortağı durumunda. Ankara, Rus gazına ve bankacılık sistemlerine bağımlılığını sürdürmekle birlikte, Moskova ile yılda 60 milyar doları aşan bir ticaret hacmine sahip. Türkiye, 1995 yılından beri Rusya ile ilişkilerini önemli ölçüde geliştirmiştir; ancak Moskova’ya karşı bağımsız duruşunu da korumuştur.
Türkiye, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını eleştirmiş ve Suriye’nin kuzeyindeki hava sahasını kontrol etmesi nedeniyle Rusya’nın erişimini sınırlandırma yeteneğine sahip olmuştur. Ayrıca, kuzey Suriye’deki İdlib bölgesinde varlık göstererek Rusya’nın etkisini dengelemeye çalıştı. 2020 yılında İdlib’deki Türk SİHA saldırıları, Suriye muhalefetine destek sağlarken, Rus destekli faaliyetleri de geri püskürtmüştür.
KARADENİZ’DE TÜRKİYE’NİN STRATEJİK ÜSTÜNLÜĞÜ
Ukrayna Savaşı sırasında Karadeniz’de stratejik bir üstünlük elde eden Türkiye, Montrö Sözleşmesi’ni uygulayarak milyonlarca ton tahılın güvenli geçişini sağladı ve Rusya’nın deniz gücünü kısıtlama yönünde adımlar atmıştır.
Türkiye, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını tanımamakta ve 5 milyondan fazla Türk vatandaşının Kırım Tatar kökenli olması dolayısıyla bölgeye özel bir önem atfetmektedir. Ancak bir yandan da Ukrayna’ya Bayraktar TB2 insansız hava araçları, ağır silahlar ve elektronik harp sistemleri gibi askeri destek sağlamaktadır. Türkiye, Ukrayna’nın bağımsızlığını koruyarak, Rusya’nın Karadeniz’deki etkisini dengelemeye çalışmaktadır. Bu nedenle, NATO ile iş birliği yaparak Ukrayna’nın dirençli kalmasını sağlamak için çaba göstermektedir. Bu amaçla Türkiye, uygun koşullar sağlandığında ateşkes sonrası bir çözümde barış gücü olarak yer almaya hazır olduğunu belirtmektedir.
SURİYE İLE İLİŞKİLER
Suriye ile olan ilişkilerinde pragmatik bir yaklaşım benimseyen Türkiye, zaman zaman Esad karşıtı muhalifleri destekleyerek kendi stratejik hedeflerini gerçekleştirmek istemiştir. Suriye’deki savaş, Türkiye’ye bazı diplomatik avantajlar sağlarken, Ukrayna’daki gelişmeler, Türkiye’nin Batılı müttefiklerinden daha fazla ekonomik ve diplomatik tavizler elde etmesine yardımcı olmuştur.
BATI İLE İLİŞKİLER VE ENERJİ STRATEJİSİ
Türkiye, Ukrayna savaşını bir fırsat haline getirerek Batı’dan diplomatik ve ekonomik kazanımlar elde etme peşindedir. ABD’nin NATO’daki geri çekilmesini değerlendirerek Avrupa ile olan ilişkilerini güçlendirmeye çalışmaktadır.
Ayrıca, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervleri ile enerji alanında bağımsızlaşmayı hedeflemekte, Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesi aracılığıyla Kafkaslar, Orta Asya ve Rusya’dan Avrupa’ya gaz taşımayı planlamaktadır.
“TÜRKİYE, NATO ÜYESİ OLARAK GÜÇLÜ BİR ASKERİ GÜCE SAHİP”
Türkiye, ABD ile ilişkilerinde stratejik hedeflerine odaklanarak Ortadoğu’daki önemli rolünü pekiştirmektedir. 2019 yılında Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarda ABD güçlerine yakın ateş açmasına rağmen Washington’dan herhangi bir askeri yanıt gelmemiştir. Türkiye, ayrıca NATO üyesi olarak güçlü bir askeri kapasiteye sahip olup, ABD ile savunma iş birliklerini artırmaya yönelik çalışmalar yapmaktadır.
“HERKESİN YANINDA OLMAK İSTEDİĞİ GÜÇLÜ AKTÖR”
G20 üyesi ve dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye, diplomatik ve askeri etkisini genişletme kararlılığı içerisindedir. Türkiye, küresel krizlerin çözümünde daha fazla söz sahibi olma amacını gütmektedir. İçerideki zorluklara rağmen dış politikada önemli bir dengeleyici güç haline gelen Türkiye, Rusya, ABD ve Avrupa ile olan ilişkilerinde stratejik bir esneklik göstermektedir. Bu bağlamda, mevcut jeopolitik yapı içinde tüm taraflar Ankara’yı kendi yanlarında görmek istemektedir.