İstanbul’un Silivri ilçesinde 23 Nisan tarihinde gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör’den önemli açıklamalar geldi. Şengör, “6,2 büyüklüğündeki bir depremin ardından küçük artçı depremlerin olması beklenir. Ancak, ileride 6.2’den daha büyük depremler meydana gelirse, bu durum İstanbul’da beklenen büyük depremlerin öncüleri olabileceği anlamına gelebilir” şeklinde konuştu.
Şengör, “Öncü bir depremin zamanlamasını önceden kestirmek zor. 10 sene sonra olacak depremin mi yoksa 10 dakika içinde olmanın mı öncüsü olduğu bilinemez.” ifadeleriyle İstanbul’un mevcut durumuna dikkat çekti. İstanbul’un büyük bir risk altında olduğunu vurgulayan Şengör, “Yıllardır gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle süre daralıyor. En mantıklı yöntem, bu şehri terk etmektir” dedi.
Prof. Dr. Şengör’ün bu açıklamaları, kamuoyunu uzun süre meşgul etti. Bu duruma yanıt vermekten geri kalmayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise söz konusu açıklamaları isim vermeden eleştirdi.
Bahçeli, İstanbul depremine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, “Deprem üzerine çalışan bilim insanlarının yanı sıra karmaşık söylemlerle kamuoyunu yanıltmaya çalışan sözde uzmanların çelişkili yorumları kabul edilemez.” ifadelerini kullandı. Bahçeli, “Bu kritik konuda bir bütün halinde hareket edilmesi akademik bir ahlak gereğidir; bu sağlanmamıştır.” dedi. Ayrıca, Kumburgaz çukurunda meydana gelen fay hattının kırılmasının ardından İstanbul’da başka bir deprem tehlikesinin kalmadığına dair iyimser yorumların yapılmasının, yine de tedbirlerin alınması gerektiğini gösterdiğini belirtti.
Devlet Bahçeli, İstanbul’un terk edilmesini önerenlere de sert bir dille yanıt verdi. “Kanımızla, canımızla vatan yaptığımız İstanbul’dan vazgeçmeyiz, bu şehirden asla sırt dönmeyiz.” diyen Bahçeli, bu muhalefet anlayışını, “Fukara olan aklın sonucu ukala dildir.” şeklinde tanımladı. Bahçeli, mevcut CHP yönetimini de, milli bağımsızlığımız üzerinde hesabı olan güçlerin destekçisi olmakla suçladı ve “CHP demek, taviz, tahkir ve teslimiyet demektir.” dedi.
