CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun son grup toplantısında gözyaşlarına hakim olmasının ardından, kaybedilen seçim sonrası istifasını isteyenleri “aktrol” olarak nitelendirmesi gündeme damgasını vurmuştu. Bu durumu eleştiren Özgür Özel, hemen ardından Ekrem İmamoğlu ile birlikte hareket ederek parti içinde etkili bir pozisyona gelmişti. Özel, o dönemde karar verme sürecini “Boş bir havuza atladım. Ben düşene kadar dolacak diye hesap ettim. Tam da öyle oldu” şeklinde ifade etmişti.
Hürriyet gazetesi yazarlarından Nedim Şener, Özgür Özel’in atladığı “boş havuzu” İmamoğlu’nun doldurduğunu belirtti. “Özgür Özel’in atladığı boş havuzu İmamoğlu yüzde 12 komisyonlarla doldurmuş” başlıklı yazısında bu durumu ele aldı.
Kılıçdaroğlu’nun gözyaşlarıyla dolu anlarının ardından, partideki konumunu güvence altına almak adına Özgür Özel, İmamoğlu ile bir işbirliğine gitti. Bu süreçte gizli zoom toplantılarında da yer aldı ve İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’na karşı yürüttüğü stratejinin bir parçası haline geldi.
Ankara’da gerçekleştirilen delege seçimleri ve kongrelerde kurulan menfaat ilişkileri neticesinde, şaibeli bir kurultayla CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Özgür Özel, bu süreci “delege pazarı” olarak tanımladı.
21 Nisan 2024 tarihinde Hürriyet’ten Zeynep Bilgehan’la yaptığı söyleşide, kaybedilen seçimin ardından yaşadığı ruh halini ve CHP Genel Başkanı aday olma sürecini şöyle dile getirdi: “Mayıs’tan çıkarken, partimizin gençleri dahil sadık kitlelerinin partiden kopma riski olduğunu gördüm. Bu durumu ancak bir özeleştiri süreciyle aşabileceğime inandım. Durumdan dolayı bireysel bir karar aldım ve yüksekten boş bir havuza atladım. Ben düşene kadar havuz dolacak dedim ve öyle oldu.”
BOŞ HAVUZU DOLDURAN İMAMOĞLU OLDU
Özgür Özel, atlayarak dolmasını beklediği havuzun, Ekrem İmamoğlu tarafından doldurulduğunu net bir biçimde vurguladı.
Bu durumu kimlerin gerçekleştirdiği ise herkesin malumu; delege seçimleri, kongreler ve özellikle 4 Kasım Kurultayı’nda delege pazarı oluşturanlar, menfaat karşılığında oyları değiştirenler belli.
Yani, 28 Mayıs 2023 tarihinde “değişim” iddiasıyla yola çıkan ve sürecin en kritik anlarında Kılıçdaroğlu’nu yaralayan isim, Ekrem İmamoğlu olmuştu.
Peki, bu havuz nasıl doldu? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik 19 Mart tarihinde başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla elde edilen belgeler, bu sorunun cevabını ortaya çıkardı.
İmamoğlu liderliğindeki yolsuzluk şemasına dair birçok bilgi gün yüzüne çıktı.
İŞ İNSANINDAN HAVUZ İTİRAFI
Etkin pişmanlıktan yararlanarak itiraflarda bulunan iş insanı Yusuf Yadoğlu’nun ifadeleri de dikkat çekici. Yadoğlu, Beydağı isimli firmasıyla 2018 yılında AK Parti döneminde İETT’nin Ayazağa garajının ihalesini aldığını belirtti. Ancak 2019 yılında Ekrem İmamoğlu İBB Başkanı olduğunda komisyon taleplerinin artmasıyla karşılaştığını açıkladı. İş insanları, İmamoğlu ve ekibi tarafından %10 ile %20 arasında değişen komisyonla ödüllendirilmek için zorlandıklarını ve ödeme yapmayanlara cezalar kesildiğini söyledi.
Yadoğlu, havuz sistemini şu ifadelerle anlattı: “İETT’nin Ayazağa garajı işinin sözleşmesi 31/03/2021’de bitiyordu. 09/02/2021 tarihinde Aziz İhsan Aktaş beni aradı. AK Parti döneminde gelenleri İmamoğlu ve ekibinin istemediğini, yeni yönetimle devam etmek istiyorsam %12 havuz payı vermem gerektiğini söyledi.”
Bu durum, ihalelerin yüzde 12 oranında artırılmasıyla birlikte iş insanlarının cebinden zoraki bir şekilde çıkan bir ücretin haline geldi. Yadoğlu, ihaleleri kazanan firmaların, bu komisyonu ödeme zorunluluğuyla işin kapsamına girdiğini dile getirdi.
Devam eden yolsuzluk soruşturmalarının derinleşeceği ve daha fazla itirafta bulunulacağı düşünüldüğü belirtildi.
Belediyelerin rüşvet batağındaki durumlarını araştırmak için başlatılan soruşturmalar, birçok ili ve ilçeyi kapsıyor.