Haber7
Geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren gazeteci yazar Nihat Genç’in, 2009 yılındaki bir konuşması yeniden dikkatleri üzerine çekti. Genç, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e karşı sergilediği tutumu değerlendirdiği o anlar, sosyal medyada hızla yayıldı.
SkyTürk’teki canlı yayında Nihat Genç’e yöneltilen “Başbakanın dünyaya ve İsrail’e karşı bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu, adeta tarihe geçecek bir analizinin kapılarını araladı.
Sözde ‘Türk aydınları’nın “Öldük, bittik, Türkiye artık belini doğrultamaz” söylemleri arasında, Nihat Genç Erdoğan’ı destekleyerek Ortadoğu’daki dengelerin değiştiğini savundu. Erdoğan’ın ‘Saddam muamelesi göreceğini’ belirten Genç, Başbakanın halkın duygularını yansıttığını ifade etti.
Merhum Nihat Genç, o yorumlarında şu ifadeleri kullandı:
“İSRAİL’LE YÜZLEŞEN BİR BAŞKA LİDER GÖRMEDİK”
“Şok içindeyim, gerçekten ne diyebilirim? Dünya medyası önünde İsrail’e karşı bu denli açık, net ve samimi bir meydan okuma yapan başka bir liderle karşılaşmadık.”
“ORTADOĞU’DA DENGELER DEĞİŞMİŞTİR”
“Bu konuşmayla birlikte Türkiye’de iç politika dengeleri önemli ölçüde değişecek. Ortadoğu’daki dengeler tamamen yeniden şekillenmiştir. Bundan sonra İslam dünyasının liderliği Tayyip Erdoğan’ın elinde olacaktır. Tüm dünya medyası, Guardian ve Independent gibi yayınlar, Erdoğan’a Saddam muamelesi yapmaya başlayacaklar. Bu konuşma, son derece samimi bir heyecan taşıyordu.”
“DAHA İNCE BİR DİL KULLANABİLİRDİ AMA PERESİ TOKATLADI”
“Konuşmasında, ortaokuldan bu yana biriktirdiği söylemleri dile getirdi. Ancak daha ince bir dil kullanması gerekirdi. Daha sofistike bir şekilde, daha nazik ve etkili vurabilirdi. Fakat Peres’i adeta tokatlayarak cevapladı. Türkiye tarihinin en zor dış politikasıyla karşı karşıya kalması bakımından çok önemli bir olay olduğunu düşünüyorum.”
“TÜRK MEDYASI GEREKENİ YAPMADI”
“Bu sözlerin başbakanımıza söylenmesini beklerdim. Türk medyası ve aydınları bu sözleri ifade etmediği için yük başbakanımızın üzerine kaldı. Başbakanımızın daha ağır başlı konuşması gerekiyordu. Ancak medya görevini yapmayınca bu yük kaçınılmaz olarak ona düştü. Bu durum, militan duygularımızı fazlasıyla karşılıyor. Fakat başbakanımın daha serin başla yaklaşması, Türk medyasının bu konuda net bir tavır sergilemesi gerekiyordu.”
“DIŞ POLİTİKADA HALKIN HEYECANLARINI MEDYAMIZ YANSITMALI”
“Sonuç olarak, dış politikada halkın duygularını medyanın dile getirmesi önemlidir. Anadolu’nun bir sözü vardır ve bu duyguların, heyecanların medyamız tarafından ifade edilmesi gerekmektedir. Her şeyi bir başbakanın üzerine yüklemeyelim. Aksi takdirde, dış politikamız kökünden etkilenecek sonuçlarla karşılaşabiliriz. Burada, bir İsrail-Türkiye savaşının başlangıcını görmekteyiz.”