Amerikan Uzay Ajansı NASA, gelecekteki Ay görevleri için önemli bir adım atarak, Ay yüzeyinde biriken insan atıklarının geri dönüştürülmesi konusundaki yenilikçi fikirleri ödüllendirmek amacıyla büyük bir ödül duyurusu gerçekleştirdi.
NASA, Artemis programı çerçevesinde Ay’da kalıcı bir insan varlığı oluşturmayı hedeflerken, bu doğrultuda atık yönetimi için çevre dostu ve sürdürülebilir yöntemleri araştırıyor.
Hatırlatmak gerekirse, Artemis II görevleri 2026 Nisan’ına, Artemis III astronotlarının Ay’a inişi ise 2027 ortalarına ertelendi.
APOLLO GÖREVLERİNDEN KALAN 96 TORBA DIŞKI GERİ DÖNÜŞÜME KAZANDIRILACAK
NASA’nın bu yenilikçi projesinin önemli bir kısmını, 1969 yılından itibaren Apollo görevleri sırasında Ay’a bırakılan toplam 96 torba insan atığı oluşturuyor.
Astronotlar tarafından görev sırasında toplanan önemli Ay örneklerine yer açmak amacıyla terk edilen bu atık torbaları, dışkı, idrar ve kusmuk gibi maddeleri içeriyor.
Uzay ajansı, bu atıkları su, enerji ve gübre gibi değerli kaynaklara dönüştürebilecek teknolojiler geliştirmeyi hedefliyor.
Bu yaklaşım, Dünya’dan sürekli malzeme taşıma zorunluluğunu azaltarak, gelecekteki uzay araştırmalarının daha sürdürülebilir hale gelmesine katkı sağlayacak bir adım olarak değerlendiriliyor.
AY’IN ZORLU KOŞULLARINA UYGUN YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER ARANIYOR
NASA, Ay’ın kendine özgü zorlu koşullarında geleneksel atık bertaraf yöntemlerinin uygulanamayacağının bilincinde.
Bu nedenle ajans, zorlu koşulların yaratıcı çözümler üretmek için bir fırsat olmasını umuyor ve gelecekteki Ay görevleri için pratik çözümler geliştirilmesini teşvik ediyor.
Yarışma kapsamında katılımcılar, atık yönetiminin toplanması, depolanması ve bertaraf edilmesi gibi farklı süreçlerine yönelik özgün fikirler sunabilecekler.
Bu sayede, Ay’daki yaşamın sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip atık yönetimi konusundaki çığır açıcı teknolojilerin geliştirilmesi hedefleniyor.
DÜNYA ÇAPINDA KATILIMA AÇIK
NASA’nın Ay’daki dışkıların geri dönüştürülmesi amacıyla düzenlediği bu yarışma, yalnızca Amerikalı bilim insanlarına değil, dünya genelindeki tüm bireylere ve araştırma ekiplerine açık.
Sunulan projeler, uygulanabilirlikleri, yenilikçilik düzeyleri ve potansiyel etkileri gibi kriterlere göre titizlikle değerlendirilecek.