NASA’nın keşif aracı Perseverance, Mars’ta bulunan bir kayada eski yaşam belirtisi olabilecek işaretler keşfetti. ABD Havacılık ve Uzay Ajansı tarafından Mars’a gönderilen Perseverance keşif aracı üzerinde çalışan bilim insanları, milyarlarca yıl önce mikrobik yaşama ev sahipliği yapmış olabileceğine dair işaretler taşıyan bir kaya tespit etti. Kayanın, Mars’ın geçmişte mikroskobik yaşama ev sahipliği yapmış olabileceğine dair ipuçları içerdiği düşünülüyor. Perseverance gezgini üzerindeki aletlerin yaptığı analizlerde, 1 metre boyunda ve 60 santimetre genişliğindeki kaya, eski yaşam tanımına uyan izler taşıdığını gösterdi.
Bu kayanın gezginci tarafından keşfedilen alanda, milyarlarca yıl önce akan suyun varlığına ilişkin izler bulundu. Keşfedilen Cheyava Şelalesi adlı kaya, bir nehir vadisi olan Neretva Vallis’in kuzey kenarında keşfedildi. Organik bileşikler içerdiği belirlenen Cheyava Şelalesi, mikrobik yaşamın enerji kaynağı olabilecek kimyasal reaksiyonları gösteren belirgin renkli noktalar ve suyun varlığına dair ipuçları içeriyor. Perseverance ekibinden Ken Farley, kayanın henüz tam olarak nasıl oluştuğunu ve çevresindeki diğer kayalarla olan etkileşimini keşfetmediklerini belirtti.
Kayanın yapısında bulunan kalsiyum sülfat damarları ve hematit minerali, Mars’a özgü özelliklerinden biri olan paslı kırmızımsı rengi vermektedir. Perseverance ekibi tarafından sülfat ve demir içerdiği belirlenen siyah halelerin varlığı, olası biyolojik olmayan süreçlerin ipuçlarını vermektedir. Bir diğer ilginç nokta ise kayadaki olivin kristalleri ve sülfatın, magmanın kristalleşmesi sırasında oluşmuş olabileceği ve yaşanamaz sıcaklıklarda oluşturduğu leopar desenleridir.
Bilim insanları, kayadaki izlerin antik yaşama dair olabileceği gibi farklı yorumları da değerlendiriyor ve kesin bir sonuca varmak için ek araştırmaların yapılması gerektiğini belirtiyor. David Flannery gibi Perseverance ekibi üyeleri, kayalardaki bu tür özelliklerin genellikle mikropların fosilleşmiş kalıntılarıyla ilişkilendirildiğini açıkladı. Gezegenin bir tür magma etkisiyle oluştuğunun ve leopar desenlerine yol açan süreçlerin derinlemesine incelenmesi gerektiği belirtiliyor.