Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, yeni “Pazar Yazısı”nı yayımladı. Uçum, yazısında “görünürdeki küresel hukuk sisteminin çöktüğü” tespitinde bulunarak, “İnsanlık bu kaostan dünyayı yeniden yapılandırarak çıkabilir. Türkiye’nin yapmaya çalıştığı budur ve başaracağına inancımız tamdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “PAZAR YAZISI – HUKUK NOTLARI (1)” başlıklı yazısını sosyal medya hesabından paylaştı. Uçum, kaleme aldığı yazıda küresel hukuk düzenine ilişkin eleştirilerini dile getirdi.
“BATININ TECRÜBESİNDEN VE YERELLİĞİNDEN İBARET BİR EVRENSEL HUKUK TANIMINI KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”
Uçum’un yazısında, “Küresel ve bölgesel egemenlik savaşlarının sadece fiili güce dayandığı günümüzde, hukuk tartışmaları da gerçekçi olmak zorunda. Evrensel hukuk, uluslararası insan hakları düzeni gibi kavramlara ilişkin ezberler bozuldu, illüzyonlar dağıldı, olgusal gerçekliğin acımasızlığı açığa çıktı.” ifadesi yer aldı.
Evrensel hukuk kavramının Batılı anlamının insanlık için güvenilmez olduğunu vurgulayan Uçum, “Yerelden bağımsız bir evrensel olmaz, bu yerel de sadece Batı olamaz. Batının tecrübesinden ve yerelliğinden ibaret bir evrensel hukuk tanımını kabul etmek mümkün değil. O evrensel(!) içinde, Batıdan başka bir yerel yoksa evrensel de yoktur.” şeklinde belirtti.
Gerçek evrensel hukukun, tüm insanlığın birikiminden oluşan bir hukuk müktesebatı olabileceğini ifade eden Uçum, “Hukuk ve değer ilişkisi, hukuksal değer gibi konular sıkça tartışılmakta. Ancak bütün insanlığa ait ilke, değer ve norm bütünlüğünü evrensel hukuk olarak varsayabiliriz. Fakat bu yeni evrensel, Batıya ve batıcılığa indirgenemez.” dedi.
Uçum, ulusal yargının evrensel hukukun kabullerini dikkate almasının sınırının kendi ulusal pozitif hukuk düzeni olduğunu belirtti. “Evrensel hukuk ne doğrudan referans alınabilir ne de doğrudan uygulanabilir. Genel kabul görmüş kurallar, yalnızca bir ülkenin iç hukuk düzenine norm olarak işlendiğinde milli yargıyı bağlar.” şeklinde ifade etti.
Ayrıca, ulusal yargının, pozitif hukuku bir hukuk anlayışıyla uygularken evrensel hukuk müktesebatıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiğini savunan Uçum, bu durumun ulusal hukukun ortadan kaldırılması anlamına gelmediğini kaydetti.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ İFLAS ETTİ. AVRUPA BİRLİĞİ CAN ÇEKİŞİYOR, PANDEMİDE VE GAZZE’DE İBRETLİK HALE DÜŞTÜLER”
Uçum, Batı’nın, ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda evrensel hukuku göz ardı ettiğini belirtti. Guantanamo ve Ebu Gureyb cezaevlerindeki insan hakları ihlallerine, polis devleti uygulamalarına dikkat çeken Uçum, “Gazze’de Batının bilinçli körlüğü, evrensel hukuk aldatmacasını çöpe attı. Birleşmiş Milletler sistemi iflas etti. Avrupa Birliği can çekişiyor, pandemide ve Gazze’de ibretlik hale düştüler.” diye vurguladı.
Hukuk devletinin Türkiye’de vazgeçilemez bir anayasal ilke olduğunu ifade eden Uçum, “Bazı hukuk uygulamaları, soruşturmalar ve kovuşturmalar eksik veya sorunlu olabilir. Hukuk reformu perspektifi ve yargı reform stratejileri, bu eksiklikleri gidermeyi amaçlamaktadır.” dedi.
Küresel düzenin, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Birleşmiş Milletler’in kuruluşu ve uluslararası sözleşmelerin artışıyla birlikte, devletlerin egemenliklerini sınırlamayı kabul ettikleri biçiminde yorumlanabileceğini belirten Uçum, “Ancak BM’nin görünürdeki amacı, olgusal gerçekle uyuşmadı. Bu sistem, özellikle Batı’nın emperyalist güçlerinin küresel hakimiyet savaşında bir araç olmaktan öteye geçmedi.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN YAPMAYA ÇALIŞTIĞI BUDUR VE BAŞARACAĞINA İNANCIMIZ TAMDIR”
İnsan haklarının ideolojik bir mesele haline getirildiğine dikkat çeken Uçum, “Görünürdeki küresel hukuk sistemi çökmüş durumda. Küresel düzeyde artık hiçbir kural ve kurum referansı kalmadı, şu an açık güç savaşları mevcut.” dedi.
Milli devletlerin bağımsızlıklarını koruyarak, eşit seviyeli işbirlikleri yapma ve anti-emperyalist birlik oluşturma yoluyla bu kaosa karşı yeni bir çözüm bulabileceklerini ifade eden Uçum, Türkiye’nin bu hedefe ulaşabileceğine olan inancını ortaya koydu.