AK Parti Kayseri milletvekili Ayşe Böhürler, Habertürk’te Esma Toptaş’ın sunduğu programda önemli değerlendirmelerde bulundu. Böhürler, son dönemlerde belediyelere kayyum atama süreçleri hususunda “Türkiye şimdi bir barış sürecine girdi. Terörsüz Türkiye hedefimizi belirledik. Bu terörün sona erdirilmesine yönelik her türlü eylem, hükümet tarafından gerçekleştirilecek. Kayyum atama uygulaması da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilebilir.” şeklinde konuştu.
Belediyelere kayyum atama süreçleri üzerine değerlendirmelerde bulunan AK Parti Kayseri milletvekili Ayşe Böhürler, görüşlerini Esma Toptaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Habertürk canlı yayınında dile getirdi. Röportajdaki temel noktalar şu şekilde özetlenebilir:
SORU:
İç siyasette son günlerde meydana gelen hareketliliği nasıl değerlendirirsiniz? Örneğin, bugün Van Belediyesi’ne kayyum atanması gibi gelişmeler var. Bu kayyum sürecini nasıl buluyorsunuz? Ayrıca, “Terörsüz Türkiye” projesi ile ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz? Ekim ayından beri birçok adım atıldığı söyleniyor. Bugün aynı zamanda, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasının 26. yıldönümü. O gün için, çağrı yapacağına dair bir beklenti oluşmuştu ancak bu gerçekleşmedi. Kayyum sürecinin ve terörsüz proje arasındaki etkileşim hakkında ne düşünüyorsunuz?
CEVAP:
Türkiye barış sürecine girmiş durumda. Terörsüz Türkiye hedefi, hükümetin yürüttüğü eylemlerle ortaya kondu. Kayyum uygulaması da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Belediyelerin terörle ilişkili oluşumları ve faaliyetleri göz önünde bulundurularak kayyum atanması gerekli görülmüştür. Bu süreç, hukuki araştırmalar ve istihbari bilgiler ışığında gelişmektedir. Giderek terörden arınan bölgelerde kayyum atanması önemli bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Abdullah Öcalan’ın yapacağı çağrı, bu süreci daha da kolaylaştıracaktır. Erken yargıda bulunmadan adımların yönünü takip etmekte fayda var. Kayyum uygulamaları gibi önlemler, istihbari bilgilerin ışığında sürmektedir.
Terörle bağlantılı birçok kişinin bu kurumlarda görev yaptığı biliniyor. Belediyelerin gelirlerinin bir kısmının terör örgütüne aktarıldığı konuları da mevcut. Detaylı bilgi vermek mümkün değil, ancak tüm bunların birlikte değerlendirildiğini düşünüyorum. Terörden arınma, Türkiye için kritik öneme sahip. 1979’dan beri PKK ile mücadele sürüyor ve bu süreçte kaybettiğimiz insan sayısı oldukça fazla. Türkiye’nin geleceği için, terörün ortadan kaldırılması büyük bir gereklilik. Bunu, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kararlı bir şekilde yapmak istiyoruz.
SORU:
Terör örgütü liderinin arzu edilen çağrıyı yapacağına dair bir tahminde bulunabilir misiniz? Bu çağrının ne zaman geleceğine dair bir öngörünüz var mı?
CEVAP:
Bu süreç, hem parti üyelerinin hem de devletin ilgili birimleriyle yürütülen bir süreç. Ne zaman olacağına dair kesin bilgi vermek mümkün değil, ancak umudumuz bu çağrının en kısa sürede yapılması ve harcamaların kalkınmaya yöneltilmesidir.
Son günlerde Türkiye’nin gündeminde TÜSİAD ile ilgili gelişmeler de dikkat çekiyor. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı hakkında soruşturma başlatıldı ve bu konuyla ilgili ciddi tepkiler oluştu. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Özellikle geçmişte TÜSİAD’a ait bildirilerin toplum üzerine olan etkilerini düşündüğünüzde, günümüzdeki bu bildiriyi nasıl yorumlarsınız?
CEVAP:
Geçmişe dönüp baktığımızda, TÜSİAD’ın kamuoyuna yansıttığı bildiriler, önceki darbeler ve siyasi baskı dönemleriyle hatırlanır hale geldi. Bu son bildirinin amacı ne olursa olsun, hukuki sürecini anlamadan yorumlamak zor. Ancak, bir bildiri değil de iş adamlarının kendi aralarındaki bir görüş alışverişi olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Demokrasi içinde, seçilmiş bir hükümete “hatırlatma” yapma durumu dikkat edilmesi gereken bir konu. Bu geçmişteki sömürü düzeninin bir yeniden üretimi gibi algılanabilir. Elitlerin etkin olduğu dönemlerden bugün, halkın iradesinin esas alındığı bir demokratik sürece geçiş yapıldı.
SORU:
Siyasetteki hareketliliğe bakacak olursak, cumhurbaşkanlığı adaylığı süreci dikkat çekiyor. 23 Mart’ta yapılacak ön seçimde Ekrem İmamoğlu’nun aday olması bekleniyor. Ayrıca, 2023 kurultayı ile ilgili tartışmalar da var. Bu adaylık süreci hakkında düşünceleriniz neler?
CEVAP:
Bu mesele henüz erken bir aşamada. Cumhuriyet Halk Partisi’nin içindeki kargaşa ve çatışmalar, seçimin gündemine girmeden başlayınca garip bir tablo ortaya çıkıyor. Adaylık kavgası, bölünmüş bir yapıya işaret ediyor ve bu durum tutarsızlık yaratıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, kurucu bir parti olarak ciddi bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bu kargaşa, seçimin hiç başlamadığı bir dönemde yaşanıyor ve bu haliyle ciddiyetsiz görünüyor.
Bu arada, Pakistan’da Atatürk Bulvarı’nın ardından, Cumhurbaşkanımızın ziyaretinin ardından bir caddeye Erdoğan ismi verileceği bilgisi de dikkat çekiyor. Bu durum önemli bir gelişme olarak kaydediliyor.
Son olarak, dikkat çeken bir diğer husus ise, Hamas ve İsrail arasındaki 6 esir takasının gerçekleşmiş olması. Trump’ın bu konudaki tehdidinin arka plana düştüğünü görüyoruz.