İzmir Ticaret Odası (İZTO) mayıs ayı meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile meclis üyeleri katılım sağladı.
Özgener, toplantıda enflasyon ve Orta Vadeli Program (OVP) ile ilgili düşüncelerini paylaşarak, mevcut ekonomik koşullarda istikrarın önemi üzerinde durdu. “Son enflasyon raporunda Türk lirası varlıklarında istenilen seviyeye ulaşılamadığı sürece, özel sektörün istediği faiz ve enflasyon oranlarının yükselme riski vardır” dedi. Büyüme ve finansal istikrar arasındaki dengenin korunması gerektiğini vurgulayarak, Merkez Bankası’nın para politikasının yalnızca fevkalade önemli değil, aynı zamanda yapısal reformlarla desteklenmesi gerektiği kanısında olduğunu dile getirdi.
Başkan Özgener, iş dünyasının karşı karşıya kaldığı vize sorunlarına da dikkat çekti. Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin ekonomik ilişkileri açısından önemli bir bölge olduğunu belirten Özgener, vize süreçlerinin giderek zorlaştığını ifade etti. Türk iş insanlarının Schengen ülkelerine yapacağı seyahatlerde karşılaştıkları zorlukların, uluslararası hareketliliği ciddi şekilde kısıtladığını söyledi. Fuar, toplantı ve ticari temaslara katılımlardaki aksamaların firma bazında ticari kayıplara yol açtığını ekledi. Bu bağlamda vize süreçlerinin belirsizliklerinin giderilerek, bekleme sürelerinin kısaltılması gerektiğini belirtti.
Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özgener, ABD’nin uyguladığı yeni tarifelerin küresel ekonomik belirsizlikler yarattığına dikkat çekti. Moody’s tarafından ABD’nin notunun düşürülmesinin arkasındaki nedenlerden biri olarak, yüksek kamu borcu oranları gösterildi. Amerika’nın ticaret maliyetlerini azaltmaya çalışırken finansman maliyetlerini artırdığına işaret eden Özgener, bu belirsizliğin sadece ekonomik verileri değil, beklentileri de etkilediğini kaydetti.
Özgener, meclis üyelerine risk yönetimi ve esnek planlama konularında önerilerde bulunarak, hedef pazar çeşitlendirmesi, tedarik zincirlerinin esnek hale getirilmesi, döviz ve finansman risklerinin yönetilmesi gibi konulara eğilmeleri gerektiğini belirtti. Ayrıca, büyük firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de 2024 yılı karlılık rakamlarının düşük olduğunu, 2025 yılı öngörülerinde kayıpların artacağına dair tahminler bulunduğunu ifade etti.
Hanehalkı ve reel sektörün enflasyon beklentilerinde gözlemlenen artışları ele alan Özgener, iç ve dış piyasalardaki ciro ve sipariş miktarlarına dair yaşanan zorlukların, üretim maliyetlerini karşılamada yetersiz kalmasını da vurguladı.
Kamu harcamalarının enflasyon üzerindeki etkisini de değerlendiren Özgener, cari harcamaların talep yönlü enflasyonu artırma eğiliminde olduğunu belirtti. Kamu yatırımlarının ise arz kapasitesini artırarak enflasyonu sınırlayıcı bir rol oynayabileceğini sözlerine ekledi.
Finansmana erişimin hâlâ en büyük darboğazlardan biri olduğunu belirten Özgener, işletmelerin yeni yatırımları finanse etme ve işletme sermayesi bulmada ciddi zorluk yaşadıklarını ifade etti. Uygun koşullarda kredi bulmanın zorlaştığını kaydederek, kredi sıkılaşmasının üretim ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Ayrıca, yeni KGF Kredi Paketinin KOBİ’ler başta olmak üzere ihracata dönük sektörlere öncelik verilerek tasarlanmasının önemini vurguladı. Dış pazarlara yönelik üretim potansiyelinin artırılmasının, istihdamı koruma açısından olumlu etki yaratacağını belirtti.
Son olarak, eleman eksikliğinin tüm sektörlerde ortak bir sorun olduğunu dile getirirken, nitelikli iş gücü yetiştirilmesi konusunun önemine değindi. 23 Eylül’de mesleki eğitim kurslarının açılacağı ve İŞKUR’un çeşitli destekler sağlayacağı müjdesini verdi. Aynı zamanda kurban derilerinin yanlış kesimle heba edilmesinin, milli servet kaybına yol açtığını ifade ederek, bu konunun çözülmesi adına ısrarcı olmaya devam edeceklerini belirtti.
