İsrail ve İran arasında büyük bir çatışmanın habercisi olabilecek olaylar yaşanmaya başladı.
Saldırıların ardından büyük hasar gören Taran yönetimi, İsrail’in stratejik noktalarına ve kurumlarına yönelik çok sayıda füze saldırısı gerçekleştirdi.
İki ülke arasındaki çatışmalar, her iki taraf için de büyük yıkımlara yol açtı.
İKİ ÜLKENİN DE ALT YAPISI ZARAR GÖRDÜ
İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine ve askeri altyapısına yönelik hava saldırıları, İran’ın da İsrail’e füze ve insansız hava araçları ile misilleme yapmasıyla gerilim daha da arttı.
Her iki tarafta sivil kayıplar, altyapı hasarları ve ekonomik zararlar bildirildi.
BİRÇOK ÜLKE TARAFINI SEÇTİ
İsrail, bu saldırıları “İran’ın bölgedeki tehditlerine karşı savunma” olarak tanımlarken, İran ise “egemenliğine yönelik saldırılara meşru bir yanıt” verdiğini savundu. Uluslararası toplum, bu çatışmaların daha da tırmanmasından endişe duyarak belli ülkelerin taraflara destek verdiği açıklamaları ortaya koydu.
Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere, İsrail’e olan desteklerini yineleyen ifadeler kullandı. Öte yandan, Rusya ve Çin, İran’a desteklerini diplomatik seviyede ifade etti. Bölgedeki aktörlerden Suriye ve Lübnan da İran’ın yanında yer aldı.
KUZEY KORE: İRAN’IN YANINDAYIZ
Bu gelişmelerle birlikte Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Ortadoğu’daki duruma dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Kim, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını “emperyalist bir provokasyon” olarak değerlendirerek, Kuzey Kore’nin İran’ın yanında olduğunu duyurdu.
Resmi açıklamasında, “Müttefikimiz İran’a yönelik her türlü tehdide kararlılıkla karşılık vereceğiz. Küresel emperyalizmin paralı askerlerini uyarıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Kuzey Kore’nin bu durumu uluslararası alanda geniş yankı uyandırırken, Pyongyang’ın İran’a lojistik destek sağlayabileceğine dair spekülasyonlar arttı.