İsrail ve İran arasındaki gerilim, Tahran’daki rejim değişikliği olasılıklarını yeniden gündeme getirdi.
İSRAİL’DEN İRAN’A REJİM DEĞİŞİKLİĞİ MESAJLARI
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran lideri Ali Hamaney’i doğrudan hedef alarak, “Hamaney’in ölümü bu savaşı sona erdirir” ifadelerini kullandı.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hamaney’i “Sonun Saddam gibi olur” şeklinde bir uyarıda bulunarak tehditlerini daha da güçlendirdi.
ABD yönetimi ise bu tür söylemlerden uzak durma eğiliminde. Amerika, İran’a yönelik askeri baskıyı artırsa da açık bir rejim değişikliği hedefini benimsemekte çekimser davranıyor.
Netanyahu, daha önce İsrail’in önceliklerinin arasında İran’ın nükleer programının sona erdirilmesi olduğunu belirtmişti. Ancak Tel Aviv’den gelen son mesajlar, İran’da rejim değişikliğinin belirgin bir hedef haline geldiğini düşündürüyor.
HANGİ SENARYOLAR MASADA?
İngiliz Guardian gazetesinden Patrick Wintour, “Bir iç çöküş mü, bir yıkım mı yoksa bir geçiş mi: İran’da rejim değişikliği nasıl görünürdü?” başlıklı yazısında bu olasılıkları ele aldı.
Wintour, “Köklü bir otoriter rejimin devrilmesi bastırılmış ve öngörülemeyen güçlerin serbest kalmasına yol açar” ifadesine yer veriyor.
Bu çöküş senaryosu, zaman zaman rejimle çatışma yaşayan etnik gruplar için fırsatlar yaratabilir ve bazı gruplar İran toprakları üzerinde hak iddia edebilir.
DARBE GİRİŞİMİ OLUR MU?
Wintour, İran’da olası bir darbe girişimini de gündeme getirdi. Devrim Muhafızları’nın kilit kadrolarının çoğu ölmüş olsa da, rejim politikalarından rahatsız olan bazı subayların darbe girişiminde bulunabileceğini belirtti.
Ancak bu tür bir yapı, daha özgürlükçü bir rejim garantisi sunmayabilir. Wintour, kulislerde bir acil durum hükümeti kurma söylentilerinin dolaştığını da vurguladı.
Bu hükümetin içinde İran’ın eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, eski Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve eski Meclis Başkanı Ali Laricani’nin yer alabileceği ifade edildi.
Guardian yazarına göre, tam anlamıyla bir siyasi çöküş meydana gelirse, Evin Hapishanesi’ndeki siyasi mahkumlar arasında İran’ın yeni yönetimini devralabilecek bir isim de lider olarak öne çıkabilir.
Yazar, uzun süredir ev hapsinde tutulan eski Başbakan Mir Hüseyin Musevi ile eşinin serbest bırakılması olasılığını da anımsatıyor.
“BATININ BİR HAZIRLIĞI YOK”
Makalede, Kanada’daki G7 Zirvesi sırasında Avrupa ülkeleri arasında İran’da rejim değişikliği fikrine dair derin görüş ayrılıklarının olduğu kaydedildi.
Bu konuda Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Rejimi herhangi bir plan olmadan değiştirmek stratejik bir hata olur” sözlerine dikkat çekti. Irak örneğini veren Macron, İran’da benzer bir durumun yaşanmasının kaosa yol açabileceğini vurguladı. Rejim değişikliğinin halkın iradesiyle gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz ise Macron’a karşı çıkarak, “Molla rejimi saldırılarıyla dünyaya ölüm ve yıkım getirdi. Bu, İsrail’in hepimiz için yaptığı kirli iş” şeklinde İsrail’e destek verdi.
Wintour’a göre Batı’nın İran’da rejimin çökmesinden sonraki sürece dair bir hazırlığı bulunmuyor.