İzmir Büyükşehir işçilerinin başlattığı grevin sonuçları, toplu iş sözleşmesi müzakerelerinin tıkanmasının ardından derinleşiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini 15 yıl sürdüren Aziz Kocaoğlu, Egedesonsöz’e yaptığı açıklamalarda grev sürecini değerlendirerek, işçilerin büyük bir kısmının grevi desteklemediği görüşünü ifade etti. Kocaoğlu, “Cemil Başkanın önerdiği rakamı kabul edenlerin oranı yüzde 80’i bulur. Dışarı çıktıklarında bugünkü maaşlarının yarısı kadar ücrete bile iş bulamayacaklarını herkes biliyor,” dedi.
Kocaoğlu, seçim dönemi verilen yüksek oranlı zammın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, belediye ve işçiler arasında yapılan sözleşmelerle elde edilen bazı sosyal hakların yeniden müzakere edilmesini önerdi. Şunları ekledi:
BELEDİYENİN GEÇMİŞİ AÇIK..
“İşçiler de belediyeye yardımcı olmak zorundadır,” diyen Kocaoğlu, “Belediye şu anda mali açıdan zor durumda. Ne oldu da bu hale geldi, herkes biliyor. Belediyenin 2019’da devredilişi ve 2024’te nasıl devredileceği de ortada. İşçilerin taleplerini bu çerçevede yeniden değerlendirmek lazım. İşçi hakları hanesine yazılması şartıyla, sosyal haklarda belirli oranlarda kesinti yapılarak ekonomik olarak belediyeye destek sağlanabilir. Memurlara sosyal denge tazminatı veriliyor. Aynı model burada da uygulanabilir. Ödemelerin bir yıl içinde yapılması şartıyla, uyuşma sağlanabilir,” dedi.
İZMİR HALKI GREVİ DESTEKLEMİYOR
Belediyenin, sendikanın taleplerini karşılayacak durumunun olmadığını dile getiren Kocaoğlu, “Ücretler oldukça yüksek. 80 bin lira gibi rakamlar konuşuluyor. Ekonomi zorlu, ihtiyaçlar çoğaldı; herkes haklı ama belediye de haklı,” ifadelerini kullandı. Kocaoğlu, “Cemil Bey, göreve geldiğinde mali durumu, borçları İzmir halkıyla paylaşmalıydı. Şu an grevden rahatsız olunmasının sebebi, talep edilen rakamın yüksek olmasıdır. İzmirli vatandaşlar bu grevi desteklemiyor. Hatta belediyede çalışan işçiler de bu büyük rakamları desteklemiyor. Eylemlere katılanlar, grubun bir parçası olma kaygısıyla hareket ediyor. Eğer 23 bin işçiye sorsanız, grevi destekleyenlerin, Cemil Başkanın teklif ettiği zammı kabul etmeyenlerin oranı yüzde 20’yi bulmaz,” dedi.
BÜYÜK FİRMALAR ZORDA, BELEDİYE DAHA FAZLA
Bir muhabirin, “Sendika yüzde 60 zam istiyor, Cemil Tugay yüzde 30 veriyor, siz başkan olsaydınız nasıl bir uzlaşma sağlardınız?” sorusuna Kocaoğlu, şu şekilde yanıt verdi:
“Bu oranların pazarlığı yapılamaz. İşçi sendikası, talebiyle zirve yapmış durumda. Sendikanın makul bir seviyeye geri dönmesi gerekiyor. Cemil Bey’in son verdiği rakam 71,500 lira. Bir işçi 50 bin lira maaş alıyorsa, giydirilmiş ücretle cebine 70 bin lira girecektir. Türkiye’deki büyük şirketlerin kar ve faiz giderleri de açıklandı. Şirketler, karlarıyla faizlerini karşılayamazken, nasıl yatırım yapacak? Bu durumda, belediyenin durumu daha da kötü.”
İŞÇİ GÜÇLÜ AMA BELEDİYE DAHA GÜÇLÜ
Kocaoğlu, belediyedeki personel fazlalığına dikkat çekerek, “Belediyenin kendini toparlayabilmesi için 10 bin kişinin emekli olması lazım,” ifadelerini kullandı. Kocaoğlu şunları ekledi:
“Tüm işçi haklarını savunduk ve savunmaya devam ediyoruz. Ancak asgari ücret 22 bin lira. Asgari ücretin üç katı olan bir maaşın kabul edilebilir şekilde belirlenmesi gerekir. Cemil Başkanın sunduğu rakamın kabul edilmesi, işçiler için doğru bir karar olacaktır. İşçi güçlüdür, ancak belediye daha güçlüdür. İşin bu noktaya gelmemesi en iyisi. Belediyenin 10 bin kişinin emekli olması gerekiyor. Bunun, işten çıkarılma olarak algılanmaması lazım. Emekliliği gelenlerin tazminatlarını ödeyerek, yaş haddini beklemeden emekli olmalarını sağlamak belediyenin hakkıdır. 10 bin kişinin ne kadar sürede emekliye ayrılacağını, Cemil Bey’in dönemi yeter mi, bilemem.”
CEMİL BAŞKAN, MALİ TABLOYU İZMİRLİLERLE PAYLAŞMALI
Kocaoğlu, belediyenin ekonomik gücünün iyi olması durumunda işçilerin taleplerini ileride karşılayabileceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Sendikanın talep ettiği ücret yüksek. Asgari ücrete oranla, piyasadaki maaşlara göre, memurlar ve özel sektörle kıyaslandığında da yüksektir. Sendikanın bu konuda makul bir uzlaşmaya varması gerekir. Belediye, imkanları uygun olduğunda bu talepleri karşılayabilir. Yeter ki mali durum iyi olsun ve belediye tasarruf politikasını belirlesin. Belediye, devlet kurumu olduğu için gizli veya saklı bir durumu olmamalıdır. Mali bilgiler, halkla paylaşılmalıdır. Tasarruf tedbirlerine kendimden başladım, işçilerden ve memurlardan da aynı özveriyi bekliyorum. Ekonomik durumu iyileştirinceye kadar yatırım yapamayacağımı ifade etmeliyim. Bu şeklide gelir-gider dengesini sağlamaya çalışabilirim. Böylece zaman içinde halkımızla bu durumu paylaştım, İzmirliler de bunu saygıyla karşıladı,” dedi.
