Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde düzenlenen basın toplantısında BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Gazze’ye son 1 aydan beri herhangi bir yardımın ulaşmadığını vurgulayarak, gıda, yakıt, ilaç ve ticari ürünlerin bu durumdan etkilendiğini belirtti.
Guterres, yardımların kesilmesiyle birlikte Gazze’deki durumun daha da kötüleştiğini ifade ederek, “Gazze, ölüm tarlasına dönüştü, siviller sonsuz bir ölüm döngüsünün içindeler” şeklinde uyarıda bulundu.
“UMUT SÖNMEYE BAŞLADI”
Ateşkeslerin sağladığı faydaları hatırlatan Guterres, bu süreçte rehinelerin serbest bırakıldığını ve hayati öneme sahip yardımların dağıtılabildiğini dile getirdi.
Guterres, “Haftalar boyunca silahların sustuğu, engellerin kaldırıldığı ve yağmalamaların sona erdiği bir dönem yaşadık. Bu dönemde, Gazze Şeridi’nin hemen hemen her bölgesine yardım ulaşabildi. Ancak, ateşkesin bozulması bu süreci sona erdirdi. Umut, Gazze’deki Filistinli aileler ve İsrail’deki esirlerin yakınları için giderek azalıyor” açıklamasında bulundu. Tüm esirlerin hemen ve koşulsuz bir şekilde serbest bırakılması, kalıcı bir ateşkes sağlanması ve kapsamlı insani erişim talebinde bulundu.
Guterres, bu tür durumlarda net ifadelerin önemine vurgu yaparak, “Gazze’ye geçiş noktaları kapalı, yardımlar engellenmiş ve güvenlik altüst durumda. Yardım ulaştırma kapasitemiz ciddi şekilde kısıtlanmış” uyarısında bulundu.
Guterres, yükümlülükler konusunda net olunması gerektiğini belirtti ve “İşgalci güç olarak İsrail’in uluslararası hukuk, uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku çerçevesinde belirli yükümlülükleri vardır” dedi.
Bu bağlamda, Guterres, 4. Cenevre Sözleşmesi’ne atıfta bulunarak, işgalci gücün, halkın gıda ve tıbbi ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olduğunu iletti. Ayrıca, işgal altındaki bölgelerde sağlık hizmetlerinin sağlanması ve sürdürülmesi, kamu sağlığı ile hijyen hizmetlerinin temin edilmesi gereken konular olduğunu, şu ana kadar bunların gerçekleştirilemediğini vurguladı.
“İNSANİ İLKELERİ GÖZETMEYEN HİÇBİR DÜZENİN PARÇASI OLMAYACAĞIZ”
Uluslararası insancıl hukukun insani yardım çalışanlarının korunmasını da kapsadığını belirten Guterres, “Gazze’deki bu insani kahramanlardan bahsetmek istiyorum. Zor koşullara rağmen yardım sağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar” ifadesini kullandı.
Öte yandan, İsrailli yetkililerin, yardım teslimatının kontrol altında tutulması için önerdiği yeni mekanizmaların, yardımları her kaloriye ve un tanesine kadar kontrol etmeyi gerektirdiğini vurguladı ve şöyle devam etti:
Açık ve net bir şekilde ifade ediyorum ki; tarafsızlık ve bağımsızlık gibi insani ilkeleri gözetmeyen hiçbir düzenin parçası olamayız. Sürekli insani erişim sağlanmalıdır. İnsani yardım çalışanlarına uluslararası hukuk çerçevesinde koruma sağlanmalıdır. BM varlıklarının dokunulmazlığına saygı gösterilmelidir. Ayrıca, BM personeli de dahil olmak üzere insani yardım çalışanlarının öldürülmesine dair bağımsız bir soruşturma yapılmasını talep ediyorum.
Guterres, temel ilkelere sadık kalmanın önemine değinerek, BM üyesi ülkelerin uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine uymaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu yükümlülüklere uyulmadığında adaletin sağlanması ve hesap sorulması gerektiğini ifade etti.
“Dünya, Gazze’deki durumu tarif edecek kelimeleri tüketiyor olabilir ancak biz asla hakikatten kaçmayacağız” diyerek, mevcut gidişatın kabul edilemez olduğunu ve çıkmaz bir yol olduğunu belirtti.
Guterres, işgal altındaki Batı Şeria’nın Gazze’ye dönüşme tehlikesinin durumu daha da ciddi hale getirdiği uyarısında bulundu ve “Artık insanları göz ardı etme, sivilleri koruma, esirleri serbest bırakma, hayat kurtaran yardımları ulaştırma ve ateşkesi sağlama zamanı gelmiştir” dedi.
TRUMP’IN PLANINA TEPKİ
Guterres, “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump, Gazze halkının başka ülkelere gönderilmesi planlarından bahsetti. Sizce bu, zorla yerinden edilme değil mi? Bu, bir savaş suçu değil midir? Aynı zamanda Netanyahu, Gazze halkının şerit içinde kilitli olduğunu iddia etti. Peki, Gazze halkını kim kilitliyor? BM, acil sağlık tahliyeleri gerçekleştirebilir mi?” şeklinde sorular yöneltti.
Tıbbi tahliyelerin hayati öneme sahip olduğunu hatırlatan Guterres, bu tahliyelerin sayısının arttırılması için gerekli tüm çabaların gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Gazze halkının başka ülkelere gönderilmesi meselesine de değinen Guterres, “Filistin halkı, Filistin devleti içerisinde, İsrail devletiyle yan yana yaşayabilmeli. Zorla başka bir yere gönderilmek, uluslararası hukuka aykırıdır” dedi.
Dünyanın birçok yerinde Gazze’de yaşananların soykırım olarak nitelendirilmesine rağmen bu ifadeyi kullanmadığına dair eleştirilere yanıt olarak Guterres, “Durum o kadar kötü ki kelime anlamlarıyla uğraşacak durumda değilim” açılamasında bulundu.
Guterres, bu konuda yetkinin Uluslararası Adalet Divanı’nda olduğunu ve onların kararlarına saygı duyduğunu ifade etti.
7 Ekim 2023’teki saldırılara sıklıkla atıfta bulunulmasının ve Gazze halkının yaşadıklarına yeterince odaklanılmadığına dair eleştirilere ise Guterres, “Eğer söylediklerimi dikkatle dinlerseniz, 7 Ekim saldırılarının hiçbir şeyi meşru kılmayacağını ve Filistin halkının toplu cezalandırılmasını da meşru hale getirmeyeceğini belirtiyorum. Toplu cezalandırma, tam olarak Filistin halkının yaşadığı durumu özetliyor” dedi.