Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın merhum annesi ve ailesine yönelik yapılan hakaretler, İstanbul Saraçhane’deki gösterinin ardından sert bir şekilde eleştirildi. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, bu olaya tepkisini göstererek, “Bu aşağılık hareketlerin hesabı sorulacak” ifadesini kullandı. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da benzer bir tepki verdi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İstanbul’daki gösteri sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve aile üyelerine yönelik hakaretlere değinerek bir açıklamada bulundu.
FAHRETTİN ALTUN: “MİLLETİN SABRIYLA OYNAMAYIN”
Altun’un yaptığı açıklamada şu sözler dikkat çekti:
“İstanbul’daki protestolar sırasında bir grup kendini bilmez kişinin Cumhurbaşkanımıza, merhum annesine ve ailesine yönelttiği hakaretleri şiddetle kınıyorum. Bu tür aşağılık davranışların kesinlikle bir açıklaması olamaz ve mutlaka karşılık bulacaktır.
Bu çirkin hakaretleri teşvik eden kişi ve grupları da çok iyi biliyoruz. Ahlaki değerleri hiçe sayarak Türk milletinin kutsallarına saldıranların, Cumhurbaşkanımıza yönelik bu hakaretleri eden coward grup ve şahısları uyarıyoruz:
Milletin sabrıyla oynamaktan vazgeçin!
Gençleri kışkırtarak, onlara ileride utanç verecek rezillikler yaşatmayın!
Şiddeti, ahlaksızlığı ve densizliği teşvik etmekten uzak durun. Bu kepazeliklere bir an önce son verin!”
SÜLEYMAN SOYLU: “SONUCUNA KATLANIRSINIZ”
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da hakaretlere tepki gösterdi. Soylu, “Recep Tayyip Erdoğan, devletimizin ve ailemizin lideridir. Özgür Özel ve yanındakiler; sabrımızı ve edebimizi yanlış anlıyorsunuz. Provokatörlere talimat veriyorsunuz. Cumhurbaşkanımıza, ailesine ve merhume annesine yönelik söylenen her sözü üzerimize alırız. Bunu da buradan ifade etmek isterim. Bu provokasyonun sonuçlarına katlanırsınız,” şeklinde konuştu.
BAKAN TUNÇ: “ALÇAKÇA SÖZLER SARF EDİLMESİNİ LANETLİYORUM”
Bakan Yılmaz Tunç ise şu şekilde görüşlerini ifade etti:
“İstanbul Saraçhane’de Sayın Cumhurbaşkanımıza ve merhum annesine yöneltilen çirkin hakaretleri, alçakça sözleri lanetliyorum. Milletimizin tahammül sınırlarını aşan bu vandallık kesinlikle kabul edilemez. Ortak değerlerimizi hedef alan bu çirkin saldırılar, hukuk önünde karşılık bulacaktır.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı temel bir haktır. Ancak devam eden adli soruşturmaları hedef alarak sokakları terörize etmek ve kamu düzenini bozmak suçtur. Ana muhalefet partisinin lideri günlerdir yalanlar ve iftiralar üzerine bir kampanya yürütmekte, bağımsız yargıya saldırarak tehlikeli bir provokasyona zemin hazırlamaktadır.
İbadet yerleri ve milli değerlerimize yönelik saldırıların başlıca sorumlusu bu saldırgan ve provokatif dildir. Ana muhalefet partisinin başkanı, kullandığı bu zehirli dile bir an önce son vermelidir.
Hukuk devletinde bir suç iddiası varsa, bunun için yapılacak savunma yargı makamlarında olmalıdır. Yargı mensuplarını baskı ve tehditle sindirmek mümkün değildir; kararlarını dosyalara dayanarak verirler.
Herkes, devam eden soruşturmalarla ilgili yanlış bilgi yaymaktan ve kamuoyunu yanıltacak söylemlerden uzak durmalıdır. Suç teşkil eden eylemlerin hesabının, tarafsız ve bağımsız yargı tarafından sorulacağından kimsenin kuşkusu olmasın.”
