Gökyüzü araştırmaları alanında kaydedilen yeni bir ilerleme, galaksilerin etrafını çevreleyen daha önce gözlemlenemeyen hidrojen gazı halelerinin varlığını ortaya koydu. Bu buluş, evrendeki normal atomik maddenin yani baryonik maddenin önemli bir kısmının bu gaz halelerinde gizlenmiş olabileceğini gösteriyor.
Bu çarpıcı araştırma, Karanlık Enerji Spektroskopik Aleti (DESI) ve Şili’deki Atacama Kozmoloji Teleskobu gibi çeşitli astronomik araçlardan elde edilen verilerle büyük bir uluslararası ekip tarafından gerçekleştirildi. Elde edilen veriler, evrenin kütle yapısını anlamada önemli bir kapı aralayabilir.
Ekip, yaklaşık yedi milyon galaksinin görüntülerini incelemek için DESI’nin sağladığı gözlemleri kullandı. Araştırmadaki temel amaç, galaksilerin kenarlarında bulunan iyonize hidrojen gazından oluşan zayıf haleleri ölçmekti.
Bu haleler genellikle doğrudan gözlem için yeterince parlak olmadığından, bilim insanları farklı bir yaklaşım benimsedi. Gazın evrenin her tarafını dolduran ve Büyük Patlama’dan kalan ışınım olan kozmik mikrodalga arka plandan (CMB) aldığı radyasyonun nasıl azaldığını veya arttığını ölçerek halelerin varlığını ve özelliklerini belirlediler.
Araştırma ekibi, bu iyonize hidrojen bulutlarının galaksiler arasında genişleyen ve neredeyse görünmez iplikçikler (filamentler) oluşturduğunu da keşfetti. Bu iplikçikler, evrenin devasa bir ağ şeklinde şekillenmesine katkıda bulunuyor.
Eğer bu kozmik ağ, evrendeki çoğu galaksiyi bağlıyorsa, daha önce tespit edilemeyen kayıp baryonik maddenin önemli bir kısmını açıklamak mümkün olabilir. Ayrıca, bu bulgular kara deliklerin davranışlarına dair anlayışımızı derinden etkileyebilir; zira çoğu galaksinin merkezindeki süper kütleli kara deliklerin beklenenden daha sık aktif hale gelebileceğine dair ipuçları sunuyor.
Evrenin kütle yapısının eksik parçalarından biri, yıldızları, gezegenleri ve dolayısıyla canlıları oluşturan normal madde olan baryonik maddeydi. Bilim insanları, bu baryonik maddenin yaklaşık yüzde 50’sinin gözlemlerle açıklanamadığına yönelik endişelerini uzun süredir dile getiriyordu.
Bugün itibarıyla, bu “kayıp baryonik” maddenin büyük ölçüde galaksilerin dışındaki görünmez hidrojen gazı formunda bulunduğu düşünüldüğü ifade ediliyor.