Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Genel Merkezi’nde basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği iftar programında soruları yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik başlatılan soruşturmalar hakkında sorulan bir soruya yanıt veren Arıkan, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınma ve tutuklanma sürecini hayret ve üzüntüyle karşıladıklarını dile getirdi.
Soruşturma dönemine ve akabinde yaşanan olaylara ilişkin görüşlerini belirten Arıkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“İktidar ve muhalefet, insanların taleplerini sokakta dile getirmesinin en doğal hak olduğunu vurguluyor. Ancak, bu hakkı kullanmak isteyen bireylerin önüne barikatlar kurulması, engeller çıkarılması ve yasakların sürekli uzatılmasını asla doğru bulmuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’na gelen yasaklar döneminde ben üniversite öğrencisiydim ve o engellemeler karşısında sokağa çıkmıştım.”
‘HERKESİN TEMKİNLİ OLMASI GEREKİYOR’
İnsanların sokağa çıkma ve taleplerini ifade etme hakkının önemli olduğunu belirten Arıkan, “Elbette ‘marjinal’ dediğimiz aşırı gruplar olacaktır. Bu noktada herkesin temkinli olması gerekir. Bazı görüntülerde camilerde taşkınlıklar yapıldığını ve kamu mallarına zarar verildiğini gördük. Bu tür olumsuzlukların önlenmesi için aklıselim gençlerin kendi aralarında adımlar atması önemlidir. Emniyet güçlerimizin de daha şefkatli bir tutum içinde olması gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Arıkan, anayasa değişikliği tartışmalarına ilişkin bir soruya ise, “Kapalı kapılar ardındaki görüşmeler ya da pazarlıklarla değil, Türkiye’nin sorunlarına köklü çözümler getirecek bir yaklaşım sergileyecek anayasa değişikliklerine destek olacağız. Ancak, sadece diplomatik sıkıntıları gidermek amacıyla yapılan ‘şunu ver, bunu al’ tarzındaki yaklaşımlara Saadet Partisi olarak katılmamız mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
ERKEN SEÇİM AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden henüz iki yıl geçmediğine dikkat çeken Arıkan, “Seçimlere daha üç yıl varken Cumhurbaşkanı adayları tartışmasını doğru bulmuyoruz. Eğer Sayın İmamoğlu bu kadar erken adaylık açıklamasında bulunmasaydı bu soruşturmaların açılıp açılmayacağını merak ediyorum. Şu an için erken bir seçim ihtimali görünmüyor. Bu tür adaylık tartışmalarının Türkiye’de yapay gündem oluşturacağını ve gereksiz yere gündemi meşgul edeceğini düşünüyorum. Günün asıl konuşulması gereken konusu ekonomidir.” ifadelerini kullandı.