Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Aile Forumu’nda önemli açıklamalarda bulundu. Bu buluşmanın, aile kurumuna verilen önemin en net göstergesi olduğunu vurguladı.
Aile, insanlık tarihinin en köklü yapılarından biri olarak kabul edilmekte ve toplumun temel taşı olduğu ifade edilmektedir. Aile, yalnızca bir sosyal kurum değil, aynı zamanda yeri doldurulamayacak derecede değerli ve kutsal bir yapıdır. Tarihin başlangıcından beri, Hz. Adem ve Hz. Havva’dan itibaren ailenin varlığı önemli bir yer tutmaktadır.
“AİLE ÇÖKMEYE MAHKUMDUR”
Kadın ve erkeğin oluşturduğu aile yapısı, insan neslinin sürekliliği açısından son derece kritik bir rol üstlenmektedir. Aile, aynı zamanda çocukların ilk eğitimini aldığı en güvenli limandır.
Aile içinde herhangi bir yıpranma, toplumun genelinde çöküşe sebep olabilecektir. Aile birliğine karşı yapılan her türlü saldırıya karşı durmak ise hepimizin sorumluluğudur. Aileyi korumak, insanın maneviyatını korumak anlamına gelmektedir.
Dünyada teknolojinin etkisiyle büyük bir dönüşüm yaşanırken, küreselleşme aile yapısını da değiştirmekte. Geleneksel pek çok kurum anlam kaybına uğramakta ve bireysel özgürlükler adına manevi değerler zedelenmektedir. Küresel emperyalizmin aileyi hedef almasında göz yumulmamaktadır.
“AİLE BAĞI ZAYIFLAYAN BİREY ÖZGÜR DEĞİLDİR”
Aile bağlarının zayıflaması, bireyin özgürlüğünü olumsuz etkilediği gerçeği göz ardı edilemez. Özgürlük adı altında sunulan durum, aslında esaretin bir biçimidir. Günümüzde insanlık, temel hakikatleriyle sınandığı bir dönemde bulunmaktadır. ‘Özgürlük’ adı altında getirilen kuşatma, kadınları, çocukları ve insan onurunu tehdit etmektedir.
LGBT meseleyi eleştiren bilim insanları, sanatçılar ve siyasetçiler, adeta toplumsal linç kültürüne maruz kalmakta. Bu duruma kayıtsız kalmak mümkün değildir. Bu tavır, insanlık, kadın ve çocuk düşmanlığı olarak değerlendirilmektedir. LGBT karşıtı mücadele, haysiyet ve insanlığın geleceğini koruma mücadelesi olarak görünmelidir.
“CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARIyla SAVAŞACAĞIZ”
Zorbalıklara boyun eğmeyeceklerini belirten Erdoğan, cinsiyetsizleştirme politikalarına karşı duracaklarını ifade etti. Normalleşmesine göz yummayacaklarını ve kürtajın belirli çerçevelerde meşrulaştırılması ile ilgili endişelerini dile getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, doğurganlık hızının 1,48 seviyesine gerilemesi, dikkat edilmesi gereken bir tehlike olarak değerlendirilmiştir.
2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edilirken, 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Aile ve Gençlik Fonu’nun devreye alındığını duyurdu. 114 bin birey başvurdu ve hak kazanan çiftlerin sayısı 41 bine ulaştı.
28 Mayıs’ta doğum yardımı ödemelerinin yapılacağı bildirildi. Toplamda 163 bin 295 haneye yaklaşık 1,2 milyar liralık bir destek sağlanacağı belirtildi.
Erdoğan, aile ve nüfus konularının ciddiyetine vurgu yaparak, bu meselelerin bir yıla sığacak kadar dar olmadığını, kalıcı ve koruyucu politikaların geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. 2026-2035 yıllarının aile ve nüfus on yılı olarak ilan edildiğini aktardı.
26 ülkenin katılımıyla düzenlenen forumdan hayırlara vesile olmasını dileyerek, emeği geçen herkese teşekkür etti.