HABER7-ÖZEL
Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan ile 12 milyar avroluk bir anlaşma imzaladı. İki tarafın yayınladığı ortak bildiride, Birleşmiş Milletler’in 4. Maddesi ve 541 ile 550 sayılı kararlarına dayanarak “güçlü taahhütlerimizi yineliyoruz” ifadesi yer aldı. Bu bildiride Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) “Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti” olarak ilan edilmesi sürecine de destek verildi.
Beş ülke, Birleşmiş Milletler’deki ilgili maddeyi onaylayarak Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri ve siyasi varlığına karşı çıkılmasını kabul etti. Bu durum, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni doğrudan etkileyen maddelerle ilgili Türk dünyasında geniş yankılar uyandırarak Türkiye’yi Kıbrıs’ta “işgalci güç” olarak resmen tanıma kararı aldı.
Konu hakkında Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Türk DGS Birliği Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, Prof. Dr. Zakir Avşar ve Akşam Gazetesi Yazarı Murat Özer’in değerlendirmelerine yer verildi.
YAYCI: KIBRIS CUMHURİYETİ SIFATIYLA ATAMA YAPMALARI MANİDAR
Türk DGS Birliği Başkanı ve Tümamiral Cihat Yaycı, Orta Asya ülkelerinin Güney Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne büyükelçi atamasını dikkat çekici bulduğunu belirtti. Yaycı, “35 yıl sonra Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatıyla atama yapılması oldukça önemli.” dedi. Bu durumun, eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlıklarını kazanmış bu beş devlet için ilk olduğunu sözlerine ekledi.
“TÜRKİYE’Yİ İŞGALCİ SAYIYORLAR”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan ve büyükelçilik atanmayan ülkeler hakkında yorumda bulunan Yaycı, “Bu devletler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni 35 yıl boyunca tanımadılar; ama şimdi büyükelçi atamalarıyla bu durumu değiştirdiler.” diyerek, bu atamanın aslında Kıbrıs Cumhuriyeti sıfatıyla yapıldığını ve Türkiye’yi adadaki mevcut durumdan “işgalci” olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Yaycı, “Bu hem Türk Devletler Teşkilatı açısından önemli bir kırılma, hem de Türk dış politikası açısından Kıbrıs meselesinde büyük bir kayıp.” dedi.
“BU ADIM YUNANİSTAN’IN ADIMIDIR”
Yaycı, bu gelişmelerin Avrupa Birliği veya Amerika’nın hamlesi değil, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın adımı olduğunu ifade etti. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletler Teşkilatı’ndaki geleceği tartışmaya açılmış durumda.” diyen Yaycı, bu da çok anlamlı bir değişim olarak değerlendirildi.
“Güney Kıbrıs’a büyükelçi atamaları, Avrupa Birliği’nin hamlesi değildir; Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin eylemleridir.” diyen Yaycı, durumun ciddi bir şekilde değerlendirilmeye alınması gerektiğini vurguladı.
AVŞAR: DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DEĞERLENDİRİYOR
Prof. Dr. Zakir Avşar, durumun Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından titizlikle değerlendirildiğini ifade etti. Ani kararların ilişkileri olumsuz etkilememesi adına dikkatli ve düşünceli adımlar atılması gerektiğini belirtti.
ÖZER: TÜRK DÜNYASI BAĞIMSIZ HAREKET EDEMİYOR
Akşam Gazetesi Yazarı Murat Özer, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını tanıyan Orta Asya’daki devlet olmadığını vurguladı. “Birleşmiş Milletler’e göre Türkiye, Kıbrıs konusunda işgalci durumundadır.” değerlendirmesinde bulundu.
Özer, Türk devletlerinin uluslararası konularda bağımsız bir politika geliştirmekte zorluk yaşadığına dikkat çekti. “Kıbrıs meselesinde bağımsız bir tutum sergileyemiyorlar.” dedi.
“TAVIR KOYABİLEN ÜLKE YOK”
Özer, Türk ve İslam dünyasında bağımsız karar alabilen bir ülke bulunmadığını belirterek, “Türkiye dışında bu konuda tavır koyabilen başka bir ülke yok.” ifadesini kullandı.
“KKTC’Yİ TANIYORUZ’ DEME İHTİMALLERİ YOK”
İslam dünyasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan bir ülke olmadığını tekrar vurgulayan Özer, “Bu konuda Türk dünyasından bir şey beklemek yanıltıcıdır.” dedi.
ÖZÜLKER: İNANARAK KABUL ETTİKLERİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Avrupa Birliği’nin Orta Asya’da yeni bir program yürüttüğünü ve bu bağlamda Türk devletlerine yardımda bulunduğunu belirtti. “Güney Kıbrıs’ı koruma amaçlı adımlar atıldığı aşikâr. Bu konuda Türk devletlerinin kendi ekonomik sıkıntıları nedeniyle Avrupa Birliği’nin sunduğu imkanları değerlendirdiğini düşünüyorum.” dedi.
Özülker, Türk Devletleri’nin Ankara ile olan ilişkisinin ekonomik çıkarlar üzerine şekillendiğini ve bu sebeple daha fazla sorun yaratamadıklarını belirtti. “Büyükelçiler, gerekli görüşmeleri yapmış olabilirler. Ancak bu durum, uzun vadede Türk dünyası için pek hayırlı görünmüyor.” ifadesini ekledi.
