Garanti BBVA’nın Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde sürdürülebilir yatırımların önünü açmak ve ihracat süreçlerine destek olmak amacıyla başlattığı “İhracatta Sürdürülebilir Gelecek” buluşmasının beşincisi, Adana’da gerçekleştirildi. Toplantıya katılan Adanalı iş insanlarına ve gazetecilere hitap eden Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, ekonomiye yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu.
Geçen yıl kredilerin yüzde 50 arttığını ve kredi kartlarında bu artışın üç katına ulaştığını belirten Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, kredi kartı faizlerinin son derece düşük kaldığını ve bu sebeple herkesin bu yönteme yöneldiğine dikkat çekti.
Bloomberg HT’nin haberine göre, bu yıl 2023’e kıyasla büyüme hızında bir yavaşlama yaşandığını ancak yine de kredi kartlarıyla ilgili büyümeye bir kısıtlama getirilmesi gerektiğini belirten Baştuğ, “Geçen yılki büyüme tüketimden kaynaklanıyordu. Çok fazla tüketim gerçekleşti. Bu tüketimi kontrol altında tutmamız, azaltmamız gerekiyor. Ülke olarak tüketimi sakinleştirmeli, daha az harcamalı, büyümeyi farklı kaynaklardan sağlamalıyız” şeklinde konuştu.
“KREDİ KARTLARIYLA ALAKALI BÜYÜMENİN ÖNÜNE GEÇECEK BİR ŞEYLER YAPILMALI”
Parasal sıkılaşma politikaları gereği bankaların bireysel kredilerde yüzde 2’lik bir büyüme sınırına tabi olduğunu hatırlatan Baştuğ, “Bankalar bu sınırı aştıklarında ciddi cezalarla karşılaşıyorlar, bu nedenle bu sınırı aşmamaya dikkat ediyorlar. Bu yıl kredi talebi artsa bile bireysel tarafta faizler yükseldiği için bu talep baskılanacaktır. Tüzel tarafta da benzer bir durum var, belli sınırlar bulunmakta. Ortalama enflasyonun yüzde 54-55 seviyelerinde biteceğini varsayarsak, buna göre daha düşük bir kredi büyümesi bekliyorum. Herkes bu durumdan payını alacak. Ancak hala kredi kartlarıyla ilgili büyümeye bir engel getirilmesi gerektiğini düşünüyor ve bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ENFLASYONDA KALICI DÜŞÜŞ İÇİN 2025’TE DE AYNI KARARLILIK KRİTİK ÖNEMDE OLACAK”
Türkiye için en büyük konunun enflasyon olduğunu söyleyen Baştuğ, Mayıs ayında en yüksek seviyeye ulaşmasını beklediğimiz enflasyonun yılın ikinci yarısında baz etkisinin etkisiyle düşüşe geçeceğini belirtti. Merkez Bankası’nın yıl sonu hedefinin yüzde 38 – yüzde 42 aralığında olduğunu hatırlatan Baştuğ, kendi tahmininin ise yüzde 45 seviyelerinde olduğunu kaydetti.
Yüzde 40’lı seviyelerden sonra enflasyonla mücadeleye başlayacaklarını ifade eden Baştuğ, “Enflasyonla kalıcı olarak baş edebilmek için gelecek yıl da aynı kararlılıkla devam etmeli, yapısal reformlarla programı desteklemek çok büyük önem taşıyor” dedi.
FAİZ İNDİRİMİ İÇİN SON ÇEYREĞİ İŞARET ETTİ
Enflasyonda yaşanacak düşüşle birlikte ekonomide belirli rahatlamaların görüleceğini belirten Baştuğ, “Merkez Bankası, bugüne kadar destekleyici adımlar attı, ancak herkesi etkileyecek destekleyici adımların enflasyon seviyesiyle alakalı olacağını göreceğiz” şeklinde konuştu.
Merkez Bankası’nın gerektiğinde parasal sıkılaştırmaya devam edeceğini belirten Baştuğ, faiz artışını gerektirecek bir durumla karşılaşmayı beklemediklerini bildirdi ve enflasyonun yüzde 40’lı seviyelerinde faiz indiriminin de mümkün olduğunu, bununun son çeyrekte gerçekleşebileceğini belirtti.
“KREDİ TALEBİ DÖVİZ CİNSİNE KAYDI”
Kurda beklenen başarı arttığında kredi talebinin döviz cinsinden kredilere yönelebileceğini ifade eden Recep Baştuğ, “Bu talebin döviz cinsine kayma sebeplerinden biri, TL kredilerinde yüksek faiz oranlarıdır. Türk bankaları döviz cinsinden kredi verme ve Türk şirketleri de döviz cinsinden kredi kullanma konusunda yetenek kazandılar. Şu anda verilen kredilerin doğru yerlere yönlendirildiğine inanıyorum. Kur artışının eski zamanki gibi herhangi bir soruna yol açması beklenmiyor. Bankaların sermayeleri son derece güçlü. Topladıkları paradan daha azı harcandı. Bu eğilim devam ederse, TL miktarı artış gösterecektir. Bankalar kazandıkları parayı eleştirirler. Bankanın amacı, sermayesini enflasyonla ezdirmeden kar etmektir. Bu durum şu anki karlılık seviyesinde kendini gösteriyor” yorumunda bulundu.
“SEÇİMDEN SONRA 20 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ GİRİŞİ OLDU”
Seçim sonrasında ülkeye 20 milyar doları aşkın bir döviz girişi olduğunu ve bireylerin yatırım tercihlerinde artan ölçüde TL kullanımı gözlemlendiğini belirten Recep Baştuğ, “Şu anda gelen paralar yatırım amaçlı değil, bu için biraz daha zaman var. En büyük kısmı swap yoluyla gelen para, ikinci büyük kısım Türk eurobondlarına yatırıldı. Daha sonra TL Hazine bonolarına ve Borsaya yatırıldı. Rakam her geçen gün artıyor” diye konuştu.
“MEVDUAT FAİZİ YÜZDE 50’LERE YÜKSELDİ”
TL mevduat müşterisinin, Kur Korumalı Mevduat’tan TL’ye dönen müşteriye sunulan faiz oranlarından da bahseden Recep Baştuğ, şunları söyledi: “Kur Korumalı Mevduat’ın büyüklüğü 140 milyar dolarlardan 70 milyar dolarlara geriledi. Seçimden önce, TL’ye dönüş oranı yüzde 13-15 seviyelerindeydi, ancak seçim ayında yüzde 5’lere kadar düşüş yaşandı. Merkez Bankası, bankalara verdiği KKM programında dönüş hızına bağlı olarak belirli ödüller sundu, bu durum faizleri çok cazip hale getirdi. Şu anda piyasada birkaç farklı faiz söz konusu. Birisi KKM’ni TL’ye dönüştüren kişinin aldığı faiz, diğeri ise normal mevduat faizi. Bu faizler birbirine oldukça yakın olsa da, KKM’nin belirlenme günlerinde piyasa aniden değişebiliyor. Çünkü, 100 birim hedefiniz var ve 99’unu gerçekleştirirseniz, 1 birimlik hedefi tutturduğunuzda ciddi bir cezadan kurtularak önemli bir getiri elde edebilirsiniz. Bu durumda piyasanın alıştığı rakamlardan farklı faiz oranları görebilirsiniz. Bunu duyduğunuzda yüzde 70 civarında faizler olduğunu duyabilirsiniz. Teknik olarak mümkün olsa da sadece 100 mevduat söz konusu olabilir, dışındaki mevduat faizleri genellikle ortalama bir bantta bulunuyor. Faizler yüzde 50 civarında seyretmekte. Bundan sonrası da aynı şekilde devam eder” şeklinde açıklamalarda bulundu.
