İsrail’in 1967 yılında Doğu Kudüs’ü işgalinin yıl dönümünde gerçekleştirilen tartışmalı “bayrak yürüyüşü” sırasında, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilere tek başına direnen bir Filistinli genç, direnişin sembolü haline geldi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Necef ve Celile Kalkınma Bakanı Yitzhak Wasserlauf gibi çeşitli siyasetçiler, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenledi. İşgal altındaki bölgede bu baskına, İsrail Meclisi’nden bazı milletvekilleri de katıldı.
(Filistinli gencin, aşırılıkçı Yahudilerin arasına daldığı anlar)
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin verilerine göre, sabah ve öğleden sonra toplamda 2.092 fanatik Yahudi, İsrail polisiyle birlikte Aksa avlusuna girdi. Filistin haber ajansı WAFA, Ben-Gvir’in eşiyle birlikte 1.000’den fazla radikal Yahudinin Aksa’da dini ritüeller gerçekleştirdiğini bildirdi.
Baskın sırasında İsrailli yerleşimciler, Aksa’nın doğu kısmında İsrail bayrağı açarak dans etti. Aşırı sağcı milletvekili Zvi Sukkot, bu görüntüleri sosyal medya üzerinden paylaşıp, “Aksa artık bizim elimizde, burada Araplardan çok Yahudi var” diyerek kışkırtıcı ifadelerde bulundu.
Ben-Gvir, düzenledikleri video paylaşımlarında Aksa’ya yapılan toplu baskının “işgalin yıl dönümünü anmak” amacıyla gerçekleştirildiğini belirtti. Baskına Netanyahu’nun partisi Likud’dan Ariel Kallner ve Amit Halevi de katıldı.
BAYRAK YÜRÜYÜŞÜ YİNE GERİLİM YARATTI
Her yıl gerçekleştirilen ve işgalin meşrulaştırılmasına yönelik olduğu düşünülen “bayrak yürüyüşü”, bu yıl da gerilimi artırdı. On binlerce İsrailli, ırkçı ve provokatif sloganlarla Şam Kapısı’ndan geçerek Eski Şehir’e yürüdü. Yürüyüş öncesinde, İsrail polisi Doğu Kudüs’ün çeşitli bölgelerinde sıkı güvenlik tedbirleri alarak, geçiş noktalarına bariyerler kurarak Filistinlilerin hareket alanını kısıtladı.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılki yürüyüşte de fanatik grupların Filistinlilere, gazetecilere ve mülklere yönelik saldırıları kaydedildi.
BEN-GVİR VE PROVOKATİF POLİTİKALARI
İsrail’de 2022 yılının sonlarında kurulan Netanyahu hükümetinde aşırı sağın etkisi belirgin bir şekilde arttı. Sabıkalı ve ırkçı söylemleriyle bilinen Ben-Gvir, Yahudi Gücü partisi aracılığıyla Ulusal Güvenlik Bakanlığı görevine getirildi. Hakkında nefret söylemi nedeniyle 50’den fazla dava açılmış olan ve bir kez ırkçılıktan mahkum olmuş Ben-Gvir, göreve geldiğinden bu yana uluslararası tepkilere rağmen Mescid-i Aksa’ya birçok baskın düzenledi.
AKSA BASKINLARI, STATÜKOYA AYKIRI
Mescid-i Aksa, 1994 yılında İsrail ile Ürdün arasında imzalanan barış antlaşması çerçevesinde Ürdün Vakıflar Bakanlığı’na bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’nin koruması altındadır. Ancak 2003 yılından bu yana Yahudilerin, polis koruması altında Aksa’ya girmeye başladığı görülmektedir. Kudüs İslami Vakıfları, bu tür girişimleri açıkça “baskın” olarak nitelendiriyor ve Müslüman egemenliğinin ihlal edildiğini vurguluyor.
Aynı zamanda İsrailli yetkililer, Mescid-i Aksa’nın altında “Süleyman Mabedi kalıntılarını arama” bahanesiyle çeşitli kazılar yapmaktadır. İsrail yönetimi, Aksa’daki tarihi statükonun korunduğunu öne sürse de, fanatik Yahudilerin kutsal mekânda dua etmesi ve dini törenler düzenlemesi bu iddiaları gölgelemektedir.
İsrail toplumunun büyük bir kesimini oluşturan Ultra Ortodoks Yahudi din adamları ise, dinî gerekçelerle Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya girmesinin haram olduğunu ileri sürüyor.