Doğu Afrika’nın Sudan ülkesi, yaklaşık iki yıl önce ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yaşanan askeri reform ve entegrasyon konusundaki ihtilaflar sonucu meydana gelen çatışmalarla yeni bir aşamaya adım attı.
Sudan ordusu, iki yıl süren çatışmalara son vermek amacıyla, HDK’nın yaklaşık iki yıldır kontrolü altında bulundurduğu Hartum’un büyük bir kısmını yeniden ele geçirdi.
“HARTUM ÖZGÜRLEŞTİ”
Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yaptığı açıklamada, HDK güçlerinin başkent üzerindeki hakimiyetinin sona erdiğini belirterek “Hartum özgürdür. Hartum özgürleşti ve mesele kapandı.” şeklinde konuştu.
El-Burhan, HDK’yı başkentten çıkararak devlet kurumlarında kontrol sağlamak için yoğun çatışmalara giren askerleri kutladı.
HAVALİMANINA İNİNCE SECDE YAPTI
Egemenlik Konseyi tarafından yapılan açıklamaya göre, El-Burhan helikopterle Hartum Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra secde etti.
Havalimanındaki askeri birlikleri denetledikten sonra Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na geçtiği ifade edildi.
Sudan ordusu, Nisan 2023’ten bu yana HDK’nın kontrolünde bulunan Hartum Uluslararası Havalimanı ve başkentteki son büyük kalelerinden biri olan Jebel Awliya’daki Taiba el-Hasanab kampının geri alındığını açıkladı.
ORDU İLERLEME KAYDEDİYOR
Başlangıçta, Nisan 2023’te çatışmaların patlak vermesiyle HDK, hızla Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve başkentin büyük bir kısmını ele geçirmişti. Ancak Sudan ordusu, 2024 yılının başından itibaren Hartum’un kuzeyindeki Omdurman bölgesinde önemli toprak kazanımları elde ederek durumu kendi lehine çevirmeyi başardı.
Eylül 2024’te başlatılan ve hava saldırılarıyla desteklenen askeri harekât neticesinde ordu, Hartum’a doğru büyük bir ilerleme kaydetti.
ÜLKEDEKİ İÇ ÇATIŞMA
Sudan’daki çatışmalar, 15 Nisan 2023 tarihinde Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan tarafından yönetilen ordu ile konseyin başkan yardımcısı Orgeneral Mohammed Hamdan Dagalo liderliğindeki HDK arasında başladı.
El-Burhan, isyancılarla bu amaçla kurulan HDK’nın bağımsız bir güç olarak hareket etmesini engellemek için orduya katılması gerektiğini savunurken, Dagalo ise bunun sivil bir yönetim altında gerçekleştirilmesi gerektiğini ileri sürdü.
ABD merkezli Silahlı Çatışma Konumu ve Olay Verileri Projesi’nin (ACLED) verileri, iki yıl süren çatışmalar sonucunda en az 29 bin 683 kişinin yaşamını yitirdiğini ortaya koyuyor.
Uluslararası Göç Örgütü’nün tahminlerine göre, 15 milyondan fazla insan da yerinden edildi.