2014 yılıydı…
Yerel seçimler öncesinde vaatlerini kamuoyuyla paylaşan CHP’nin Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, kazandığı takdirde “sokak hayvanları için duyarlı bir belediye” olacağına ve “koşulların iyileştirilmesi için gereken her şeyi yapacağına” dair sözler veriyordu.
Tasfiye edilmesi gereken bir durum…
Bu yıl, yerel seçimlerde ilk defa “şeffaf seçim sandıkları” uygulaması hayata geçirildi.
Başkanlık görevini üstlendikten sonra,
AK Partili İBB yönetimi tarafından Beylikdüzü’ne yerleştirilen bankların üzerine “Beylikdüzü Belediyesi” yazan etiketler yerleştirerek, Kadir Topbaş’ın hizmetlerine halef olan İmamoğlu…
Sokak hayvanları için rehabilitasyon merkezleri açmak yerine, daha çok kendi çıkarları doğrultusunda bir strateji geliştirdi.
YSK’dan kullanılmayan eski ahşap seçim sandıklarını alarak sözde “kedi evleri” üretmeye başladı.
İlk aşamada yalnızca 75 adet eski sandığın, hiçbir yalıtım veya koruma önlemi olmadan kedilerin girebileceği delikler açılarak dönüştürüldüğü bu projenin adı ise “Kedi Evi Yapımı Projesi” olarak belirlendi.
Beylikdüzü Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında 5 yılda sadece 170 adet eski seçim sandığı “Kedi Evi”ne çevrilirken, basit bir marangoz işinin “mega proje” havasında sunulması pek çok kez medyada gündem oldu.
*
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde sokak hayvanları için kayda değer başka bir hizmet üretmeyen İmamoğlu, 31 Mart 2019’daki İBB seçimleri öncesinde de benzer vaatlerini sıralamaktan geri kalmadı.
Seçim sürecinde edindiği “İstanbul’a Yeni Bir Başlangıç” isimli kitapçığın 24. maddesini hayvan haklarına ayıran İmamoğlu,
“İstanbul’da nefes alan her canlının yaşam hakkını koruyacak çözümler sunuyoruz” şeklinde bir vaatte bulundu.
Ancak İmamoğlu’nun “Benim hayalimdeki İstanbul, sadece insanlara değil, sokak hayvanlarına ve doğal yaşama da saygı gösteren bir şehir” sözleri, seçmenleri yanıltmaya yönelik olduğu kısa sürede anlaşıldı.
Zira, göreve başlamasıyla birlikte sokak köpeklerinden kurtulmaya yönelik adımlar attı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait Kısırkaya Bakımevi’ndeki 1.400 köpeği gizlice boşaltma girişiminde bulundu.
Ayrıca, sokaklardan topladığı başıboş köpekleri Kocaeli’nin Gebze ilçesine bırakırken de suçüstü yakalandı.
Sıfırdan yeni barınaklar kurmak yerine, gönüllülere ait barınakları hedef alarak çalışmalar yürüttü.
Pendik’in Çamlık mahallesindeki köpek barınağını iş makineleriyle yıkan İmamoğlu’nun, Göktürk Hayvan Sevenler Derneği’ne ait barınağı yıkma girişimi de medyada yer buldu.
İBB’nin “topla, kısırlaştır, geri bırak” politikası da istenilen sonuçları elde edemedi.
Sokaklarda biriken hayvan dışkıları, bu beceriksiz yönetimin bir diğer mirası…
İmamoğlu’nun yönetim yeteneksizliği, İstanbul’da önceki CHP yönetiminde görülmemiş olan “Sokak köpekleri terörü”nün yeniden ortaya çıkmasına neden oldu.
Ayrıca, kısırlaştırma işlemlerinin yetersizliği dolayısıyla sokak kedilerinin sayısında da aşırı bir artış gözlemlendi.
*
Ekrem İmamoğlu, yalnızca sokak köpeklerine ve kedilere kötü davranmakla kalmadı.
Adalar’ın sembolü olan “fayton atları” da İmamoğlu’nun kurbanı oldu.
18 Mart 2019’da, Adalar’ı ziyaret eden İmamoğlu, “Atlar için sağlık merkezi” açacaklarını vaadederek, hayvanların insani kurallara göre bakımını sağlayacaklarını ve “Kimseyi aldatmayacağız” şeklinde sözler vermişti. Ancak…
“Emekli etme” gerekçesiyle satın alınan 1.179 atın 224’ü bakımsızlıktan yaşamını yitirirken, 978 atın akıbeti ise belirsiz kaldı. Atların öldüğü mü, yoksa başka bir amaçla kullanıldığı mı bilinmiyor.
İmamoğlu’nun dönemiyle birlikte hayvanların kendilerine daha fazla özgürlük alanı bulduğuna dair bazı örnekler de mevcut.
Örneğin, Marmara’yı müsilaja, Haliç’i lağıma terk eden İmamoğlu vaktiyle, İstanbul’da ciddi bir “sivrisinek istilası” yaşanmasına olanak sağladı.
Şimdi kış mevsiminin ortasında bile İstanbul’da sinek görülmesi mümkün hale geldi…
Aynı zamanda bu dönemde, akrep ve farelerin bile yüksek katlı binalara kadar çıkması dikkat çekti.
İstanbul’da yaşanan uyuz salgını ve eczanelerde ilaç krizinin en iyi bileni, elbette mağdurlardır.
*
Ekrem İmamoğlu’nun, 6 yıl süren yönetim dönemi boyunca hem insanlara hem hayvanlara yönelik verdiği vaatlerin hiçbiri gerçekleştirilemezken, son günlerde kendi kendini “hayvansever” olarak tanımlayan, sık sık görüntüsünü değiştiren Seren Serengil’den dikkat çekici bir açıklama geldi.
Sokak köpeklerini savunmak adına “Çocuklarınız gebersin” diyebilecek kadar ileri giden serdengeçti, A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2024 çeyrek finaline yükselmesi üzerine, yapay zeka ile hazırlanan bir görselde taraftarlarımızı milli takım forması giymiş köpeklere benzeterek de gündeme gelmişti.
Oysa ki sokak köpeklerinin toplanmasını isteyen vatandaşları hedef alan bu hanımefendi, “Hayvanseverler olarak Cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu” ifadesini kullanarak dikkatleri üzerine çekti.
Geçmişte giydiği kürkler ve yaptığı mangal partileri ile sürekli eleştirilen Seren Serengil, seçim arifesinde de Ekrem İmamoğlu’na oy vereceğini belirtmiş, “Karakterli olduğum için, vatanımı sevdiğim için ve hayvanları sevdiğim için, onlara yapılan zulmü savunanlara oy vermeyeceğim” demişti.
Peki, “karakter(!)” efsanesi bu hanımefendiden hangi muazzam hizmetle ilgili memnuniyetini dile getirdi ki yine destek açıklaması yaptı?
Aklıma bir şey geliyor ama…