Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 28 Şubat sürecinde demokrasinin büyük bir darbe aldığını ifade etti. Erdoğan, “Küresel zorlukları doğru değerlendirebilmek için geçmişi iyi bilmek gerekmektedir. Siyasal baskılar, popüler kültürün gençliği sürüklediği tehlikeli uçurumlar ve milli ile dini kimlikler üzerinden oluşturulan ötekileştirme çabaları dünya gündeminde hâlâ önemini koruyor.” şeklinde konuştu.
Emine Erdoğan, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘2’nci Şule Yüksel Şenler Kitap ve Kültür Günleri Programı’nın açılışında yer aldı. Açılışa, Emine Erdoğan ile birlikte Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, Abdulhamit Gül, Gaziantep Valisi Kemal Çeber ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de katılım gösterdi.
Etkinlik alanında stantları gezerek Şule Yüksel Şenler’in ‘Huzur Sokağı’ kitabı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ eserine ilgi gösteren Emine Erdoğan, “Şule Yüksel Şenler’in anısının bu etkinlikte yaşatılması bizim için çok kıymetli.” ifadelerini kullandı.
“ŞULE YÜKSEL ŞENLER BİR ROL MODEL OLMUŞTUR”
Tarihi kişiliklerin, bıraktıkları değerler ve verdikleri mücadelelerle insanlığa örnek teşkil ettiğine dikkat çeken Emine Erdoğan, “Şule Yüksel Şenler, bu milletin özünden çıkmış bir örnek direniş sergileyen, gerçek bir hak savunucusudur. Onunla şahsen tanışmış ve mücadelesine yakından şahit olmuş biriyim. Rabb’ime şükrediyorum ki, o tüm hayatını bu milletin sorunlarına adadı. İnsanlara özgürlük yolları açarak, dar sokaklardaki duvarları yıktı.” dedi.
Ayrımcılığın toplumsal yaşamda ciddi bir sorun olduğuna vurgu yapan Emine Erdoğan, bu olgusunun dünyanın dört bir yanında farklı şekillerde ortaya çıktığını belirtti. Din, ırk ve etnik köken gibi sebeplerle insanlara yönelik zulüm yaşandığını kaydeden Erdoğan, Türkiye’nin yakın tarihinde de büyük bir zulmün yaşandığını ve 28 Şubat’ın bu trajik hikayenin bir parçası olduğunu ifade etti.
“28 ŞUBAT SÜRECİ DEMOKRASİYİ AĞIR ŞEKİLDE ETKİLEDİ”
Emine Erdoğan, 28 Şubat sürecinde demokrasinin ciddi bir şekilde darbe aldığını vurgulayarak, “Bu durum toplumda derin yaralar açtı. Telafi edilemeyen mağduriyetler söz konusu oldu. Başörtüsü nedeniyle eğitim fırsatlarından mahrum kalan birçok genç dimağ, geleceğe adım atamadı. Kadınlar, kamu hayatından ve iş dünyasından dışlandı.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
O dönemde yaşananların ağır insan hakları ihlali olduğunu belirten Erdoğan, toplumsal hafızanın canlı tutulmasının önemini ortaya koydu. Gençlerin bu tarihi olguları iyi anlamaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Küresel zorlukları analiz edebilmek için geçmişi unutmamak şart.” dedi.
Emine Erdoğan, Fransa’da benzer bir durum yaşandığına değinerek, spor müsabakalarında başörtüsü ve dini sembollerin yasaklanmasının gerçekleştiğini açıkladı. Mücadeleye umutla devam edilmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan, “Filistin, insanlığa ihanet ederek bir merkez haline geldi. Arakanlı Müslümanların uğradığı zulüm hâlâ hafızalardan silinmedi. Ancak bu duruma bakarak karamsar olmamalıyız.” ifadelerini kullandı.
Gençlere, Şule Yüksel Şenler’in hayatını okumalarını öneren Emine Erdoğan, “O dönemin buhranlarını, kalemle, kitapla ve iyilikle aşmanın en güzel örneğini göreceksiniz. Onun mirası, sorgulayan ve kitap okuyan gençlerin kalplerinde güçlenerek büyüyecektir.” dedi.
“KÜTÜPHANELER BEREKETLİ AĞAÇLAR GİBİDİR”
Kütüphanelerin topluma katkıları üzerine de konuşan Emine Erdoğan, “Kütüphaneler, meyvesi bol bereketli bir ağaç gibidir. Bilimden sanata pek çok eserimiz bulunmaktadır. Bu imkânlarla, fikri ve vicdanı kendi öz kaynaklarıyla şekillendiren nesiller yetiştirmek önemlidir. Kütüphaneler, toplumsal hafızayı korur ve bilgiyi yayar.” dedi.
Şule Yüksel Şenler Vakfı’nın deprem döneminde kadın ve çocuklarla yakın ilgilendiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Hayatı yeniden inşa etme çabasında oldukça etkin oldular. ‘İşim, Gücüm Olsun’ projesiyle Deprem TOKİ’lerinde kadınlar için mesleki eğitim atölyeleri düzenleyecekler.” ifadelerini ekledi. “Herkes bu dünyaya bir şey katıyor; kimisi iyilik, kimisi acı. Biz ise iyiliği, merhameti, sevgiyi ve bilimi bu harca eklemek için çabalıyoruz.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.
