CHP’de İmamoğlu Neler Planlıyor?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP içindeki çekişmelerin önemli isimlerinden biri olan Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı seçiminde partinin adayı olabilmek için sunduğu ön seçim modeliyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Ekibinin desteğiyle, en güçlü rakibi Mansur Yavaş’ı henüz parti içindeki seçimlerde bile devre dışı bıraktı. Bu durum, ona Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını şekillendirme konusunda büyük bir avantaj sağladı. İmamoğlu, seçilmesi halinde imzalayacağı ilk kararname bile hazırlayarak kampanyasını taçlandıracağını belirtti.

İmamoğlu’nun ekibi, iletişim dilinde sıkça “kampanya” terimini kullanıyor.

“Seçim kampanyası”

“Çok güçlü kampanya”

“Profesyonel ekibin yürüteceği kampanya…”

Belediye başkanlığı dönemi boyunca hizmet odaklı değil, halkla ilişkiler ve reklam geliştirme üzerine kurulu bir yaklaşım benimseyen İmamoğlu, bu stratejiyi Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde de sürdüreceğini açıkça ortaya koyuyor.

Ve kazanmaya hazırlanıyor.

Peki, CHP’nin “kampanyacıları” bu süreç hakkında ne düşünüyor?

MUHALEFETİN İKİ AKIL HOCASI

Dikkat edilmesi gereken iki isim var: Akan Abdula ve Ateş İlyas Başsoy.

Akan Abdula, CHP’nin son cumhurbaşkanlığı seçimi stratejisini yürüten isim oldu.

Ateş İlyas Başsoy ise CHP’nin yerel seçim kampanyasında önemli bir rol üstlenen reklamcı olarak öne çıkıyor.

Kılıçdaroğlu gibi parti içinde pek de sevilmeyen bir profil olan Başsoy, strateji ile %45 ve %48 oranlarında oy almayı başarmış bir isim. Şimdi, Abdula ve Başsoy’un, mevcut Türkiye ve geleceği üzerine olan görüşleri dikkate değer bir şekilde dikkat çekiyor.

İmamoğlu ya da CHP içindeki mücadeleyi kazanacak aday, 3 yıl içinde mevcut iktidara karşı nasıl bir mücadele yürütecek, bu iki elemanın analizleri ışığında merak konusu.

CHP seçmenine “gerçeği gör” diyen bu iki estrategin son yazılarında yer alan “gerçek Türkiye”, “gerçek AK Parti” ve “gerçek Erdoğan” vurgusunu incelemek ise oldukça müşahhas bir tablo sunuyor.

“AVRUPA KÜRESEL SAHNEDE YOK, TÜRKİYE AVRUPA’NIN AKTÖRÜ OLABİLECEK GÜÇTE”

Akan Abdula, yazılarını Oksijen gazetesinde kaleme alıyor. Oksijen’in 7-13 Şubat 2025 tarihli sayısında yayımlanan “Avrupa’nın eksik halkaları: Siyasal güç, güçlü ordu, girişimcilik ve Türkiye” başlıklı makalesinde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı için girişimcilik, siyasi etki ve güçlü bir orduya sahip olmasının gerekliliğini savunuyor. Abdula, bu tarihi fırsatın değerlendirilmesi için iç cephedeki gereksiz gerilimlerden kaçınılması gerektiğini vurguluyor.

Abdula, “Kendi enerjimizi tüketen bir ülkeyiz; ancak dışarıda bizi bekleyen devasa bir dünya var” şeklinde bir ifade de kullanıyor.

Muhalefeti konsolide eden “Batı delisi” yaklaşımına rağmen, Abdula’nın gözlemleri dikkat çekici nitelikte. Avrupa’nın artık bir güç olma olasılığının kalmadığını belirterek, Türkiye’nin kendi yolunu çizmesi gerektiğini öne sürüyor.

– Avrupa, askeri, ekonomik ve siyasi anlamda küresel sahnede etkili olamadı.

– Türkiye, Avrupa’ya kendi yolundan ve şartlarından geçerek girme arayışında olmalıdır.

– Türkiye, güçlü ordusuyla birlikte Avrupa’nın büyük sorunlarını kapatma potansiyeline sahiptir.

– Ayrıca, Türkiye’nin insan kaynağının krizlerden doğan en büyük avantaj olduğunu ve bu süreçte nitelikli bireylerin yetiştiğini vurguluyor.

Abdula, “Ülkemizin sağlayacağı politik etki genişlemesi kritik bir öneme sahiptir. Türkiye, Avrupa, Asya ve son zamanlarda Afrika’da da politik bir aktör olma yolunda ilerlemektedir.” uyarısında bulunuyor.

Yani Türkiye, artık Avrupa’nın “figüranı” değil, gerçek bir “aktörü” olmaya yaklaşmaktadır.

Bu tespitleri CHP’nin stratejisti ifade ediyor.

AK Parti’nin Türkiye’yi nereye götürdüğüne dair önemli bir analiz sunuyor.

‘BİZ YANLIŞIZ ONLAR DOĞRU, BU YÜZDEN BİZİ KİMSE SALLAMIYOR’

CHP’nin bir diğer stratejisti olan ve “seçim kazandıran reklamcı” olarak bilinen Ateş İlyas Başsoy’un görüşleri de dikkate alındığında, ilginç bir tablo çıkıyor. Başsoy, yazılarını Birgün gazetesinde yayınlıyor.

Ateş İlyas Başsoy’un 20 Ocak 2025 tarihli “Belki” başlıklı yazısında, Türkiye’nin mevcut durumuyla ilgili eleştirilerde bulunuyor ve çeşitli olasılıkları sıralıyor:

– Belki doğalgaz bir yalan değil.

– Belki yüksek yatırım maliyetleri getiren otoyollar fayda sağlıyor.

– Belki Suriye’de bir demokratik düzen kurulacak.

– Belki Türkiye, elektrikli otomobil üretiminde başarılıdır.

– Belki CHP, Türkiye’yi yönetebileceğine kendisi de inanmaz.

– Belki bu nedenle kimse ciddiye alınmıyor.

– Belki insanlar çatışmaları geride bırakarak Türkiye’nin gelişmesini takdir etmiyor.

– Belki Türkiye, çeşitli sektörlerde yeniliklerle dolu bir ülkedir ve yoksunluk hissi azalmaktadır.

– Belki bu cümleler, birçok insanın zihninde yanılsamaları dile getiriyor.

‘YOKSULLUK ARTMADI, TÜRKİYE DÜNYANIN EN RAHAT ÜLKELERİNDEN OLDU’

Devamında, CHP’nin başka bir stratejisti olan Ateş İlyas Başsoy’un 12 Şubat 2024 tarihli “Neşeli bir AKP’li” başlıklı yazısı da bununla paralel bir şekilde değerlendirilmeli. Başsoy, AK Parti’yi yenmenin zor olduğunu belirterek, şunları dile getiriyor:

– AK Parti ölümsüz bir yapıdır, değişse de ruhu değişmez.

– Ekonomi kötü diyen muhalefet, daha önce de bu argümanı kullanıyordu. Türkiye aç insanların dolaştığı bir ülke değil; aksine birçok konuda dünyanın en rahat ülkelerinden biridir.

CHP’nin stratejistlerinin yorumları, Türkiye’nin mevcut durumu ve geleceği hakkında önemli ipuçları sunuyor.

İmamoğlu’nun güvendiği “kampanyacıların” değerlendirdiği Türkiye, oldukça farklı bir resmi gözler önüne seriyor. CHP’nin PR uzmanları, Türkiye’nin gerçek durumu ve gelecekteki olasılıkları hakkında önemli analizlerde bulunuyor.

Faruk Arslan / Haber7

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
CHP’de İmamoğlu Neler Planlıyor?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye'ye Dair ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!