Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet, bu hafta Başkent Kulisi programında AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ı konuk etti.
Mustafa Elitaş’ın programda yaptığı açıklamalardan önemli noktalar:
Siyasi partiler kanunu gereği, siyasi partilerin her 3 yılda bir kongre yapmaları zorunludur. Cumhurbaşkanımız her kongrenin, bir yenilenmenin işareti olduğunu belirtmektedir. İl ve ilçe başkanlarımızda değişimler meydana geliyor. Parti teşkilatındaki farklı kademelerde görev yapanların önünü açmak açısından bu dönem önemli bir süreç. 23 Şubat’ta büyük kongremiz gerçekleştirilecek.
14-28 Mayıs 2023 tarihlerindeki seçimlerle, 31 Mart seçimleri arasında belirgin bir farklılık olduğu doğru. Seçmen, ‘toparlanın ve bazı meselelere eğilin’ mesajını verdi. Cumhurbaşkanımız ve bizler bu durumu defalarca ifade ettik. Eylül ayında Türkiye Buluşmaları başladı ve partimiz, tüm üyeleriyle birlikte 81 ili ziyaret etti. 31 Mart’ta yaşanan gelişmelere karşı farklı bir yaklaşım sergilediğimiz gözlemlendi. 31 Mart’ta AK Parti seçmenlerinin sandığa gitmediği anketlerle tespit edildi. Uzun süre AK Parti’ye oy vermiş olan bazı seçmenlerin, diğer partilere yöneldiği görüldü. Türkiye Buluşmaları sırasında, AK Parti’ye oy vermeyen seçmenlerin geri dönüş arayışında olduğunu tespit ettik.
AK Parti, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde seçmenden gelen mesajları dikkate aldı. Seçmenlerin duyduğu mesajları hissetmek önemli. Seçmenin dengeyi sağlama hassasiyeti, kuyumcu terazisi kadar incedir. İşsizlik ve emeklilikle ilgili konular, hayat pahalılığı ve enflasyon gibi diğer sorunlarla bir araya geldi. Tüm bu olumsuz etkenler 31 Mart sonuçlarını etkiledi. CHP’ye yönelen oyların şu an tarafsız duruma geçtiğini görmekteyiz.
ENFLASYON MESAJI
İşsizlik oranları tarihsel olarak en düşük seviyelerdedir. İşsizlik bağlamında oldukça iyi bir konumdayız. Enflasyonla mücadelede kararlılık gösterilmeye başlandı. Bazı sorunların zamanla aşılması için bu süreçte fedakarlıklar yapılması gerekmekte. Enflasyonda yaklaşık yüzde 30 oranında bir düşüş yaşandı. Fiyat artışlarının yavaşlayacağını öngörüyoruz.
Refah seviyesinde bir iyileşme beklenmektedir. Merkez Bankası, beklenti anketleri gerçekleştiriyor. Reel sektör yüzde 55 civarında bir beklentiye sahipken, hane halkı bu oranın yüzde 80’e çıktığını belirtiyor. Enflasyonun azalması durumunda, genel bir iyileşme olacağını düşünüyoruz.
ERKEN SEÇİM
Ülkemizdeki seçimler, 2028 yılının Mayıs ayında gerçekleştirilecektir. Yerel seçimler ise Mart ayının son pazar günü yapılacak. 5 yılda bir 31 Mart’ta yeniden seçimler gerçekleşecek. Öne alınmış seçimler açısından Türkiye coğrafyasında en uygun tarihler Ekim ve Kasım aylarıdır. CHP erken seçim çağrısı yapıyor ama millet, 28 Mayıs’ta bize 5 yıl yönetme yetkisini verdi. Bu yetkiyi son ana kadar kullanmak zorundayız. Eğer CHP, 360 milletvekiliyle bir araya gelip öne alınmış seçim için onay verirse, 2027 Kasım ayında bir seçim yapılabilir.
Özgür Özel, Recep Tayyip Erdoğan’ı yenen bir lider olma arzusunu dile getiriyor. Eğer bu söylemlerinin arkasında duracak cesareti varsa, 2027 yılının sonunda seçim talep edebilir.
CHP’DEKİ ADAYLIK TARTIŞMASI
Özgür Özel’in etkisiz bir figür mü olduğu sorgulanıyor. Aday gösterilen kişi, 2028’deki seçimlerde ‘ben Cumhurbaşkanı adayıyım’ diyerek mitingler düzenleyecek ve bir altyapı oluşturmaya çalışacak. Özgür Bey, CHP Genel Başkanı olarak önemli bir konumda. 14-28 Mayıs’ta 6’lı masanın olduğu dönemde şimdi 3 ayaklı bir masanın var olduğu ve bir ayağının çekildiği görülmekte. CHP’nin iç meseleleri onların sorunu, ancak CHP, 1950’den bu yana muhalefet etmeyi içine sindirmiş bir partidir.
Özgür Özel’in tutarsızlıkları dikkat çekiyor; çünkü söylemleri arasında bir tutarlılık yok. Her gün farklı ifadeler kullanıyor.
“ÖZEL VE İMAMOĞLU HAKARET EDEREK MAĞDUR OLMAK İSTİYOR”
CHP Genel Başkanı ve İBB Başkanı, kendileri hakkında dava açılabilmesi için olağanüstü çaba harcıyor. Yargı mensuplarına hakaret ederek “Bir dava mağduru olabilir miyim?” düşüncesiyle hareket ediyorlar. Her iki isim, hakaret ederek mağdur duruma düşmek istemektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, Pınarhisar’a giderken kendisini desteklemeye gelenlerden sükunet talep etti. Yargıya yapılan hakaretler, mağduriyet oluşturmayı hedefliyor. Başsavcıyı tehdit etmek suretiyle dava açtırmak istiyorlar. Diğer tarafta ise şiir okunarak mağduriyet yaratılmaya çalışılıyor. Bu süreçte TCK’da suç teşkil eden davranışlar sergileniyor.
Neden birinin adaylığını engellemek için yargı mensuplarını etkilemeye çalışalım ki? Cumhurbaşkanımızın son ziyaretleri, onu küresel bir aktör haline getiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın izlediği yolu takip edenler, yanlış bir tercih yapmış olurlar.
“ÖZGÜR ÖZEL ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İLAN EDEBİLMELİ AMA ÇOK ZOR”
Devlet Başkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın konumunu kabul etmekteyim. Eğer Özgür Özel, Cumhurbaşkanımızla görüşme talep edemiyorsa, özgürlüğünü yitirmiş demektir. Son üç aylık süreçte Özgür Özel’in reytingleri, partisinden daha yüksekti. Ancak şimdi görüyorum ki, eski Genel Başkanın çok gerisinde kalmış durumda. Özgür Özel’in özgürlüğünü ilan etme çabası olabilir ama bu durum oldukça güç.
TÜSİAD’IN AÇIKLAMALARI
Soruşturma açılabilir, ancak bunun sonuçlarına dikkat etmek gerekir. Hakimler takipsizlik kararı verebilir. TÜSİAD’ın sicilinde önemli değişiklikler yaşanıyor; 580 kişinin demokratik yollarla gerçekleştirilen seçimlere müdahalede bulunması büyük bir yanlış. 4500 şirket, Türkiye Kurumlar Vergisi’nin yüzde 50’sinden fazlasını karşılamakta. Kamu kaynaklarının dağıtımının normal seyrinin dışında olduğunu göstermektedir. TÜSİAD’ın siyasete dahil olması, milli iradeye büyük bir saygısızlık olarak değerlendiriliyor. Kendi işlerine dönmeli ve buna odaklanmalıdır.