2025’e Kadar Su Krizi Derinleşecek Uyarısı!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, su krizinin günümüzde hayatın vazgeçilmez bir unsuru haline geldiğini belirtti. Temiz ve içilebilir suya erişimin temel bir yaşam hakkı olmasına karşın, dünya genelinde 1.2 milyar insanın bu kaynağa ulaşamadığını ifade etti. Dr. Kesici, 2050 yılı itibarıyla her dört kişiden en az birinin kronik ya da tekrarlayan tatlı su kıtlığı yaşayan bir bölgede ikamet edeceğini duyurdu. Ayrıca, 2.8 milyar insanın temel temizlik hizmetlerinden mahrum yaşadığını vurguladı. Harekete geçilmemesi durumunda, özellikle yoksul ve gelişmekte olan ülkelerde 500 milyon insanın yaşamının ciddi tehdit altında olacağını da sözlerine ekledi.

14 SULAK ALAN RAMSAR KAPSAMINDA

Türkiye’nin 135 sulak alan ile önemli bir tatlı su ve biyolojik çeşitlilik potansiyeline sahip olduğunu belirten Dr. Kesici, hatalı su yönetimi, arazi işgalleri, popülizm ve insan baskılarının bu alanların neredeyse yarısını tehdit ettiğini söyledi. Özellikle, RAMSAR Sözleşmesi kapsamında koruma altına alınan 14 sulak alandan bazıları, Seyfe, Kuyucuk ve Meke göllerinin tamamen kuruduğuna dikkat çekti. Sultansazlığı’nın büyük bölümünün de kuraklık tehdidi altında olduğunu ifade eden Dr. Kesici, Manyas, Burdur ve Uluabat gölleri ile Göksu, Kızılırmak ve Gediz deltaları gibi birçok alanda aşırı kuruma, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik kaybı yaşandığını belirtti. Kızören Obruğu’nun da su çekilmesi dolayısıyla yeni obrukların oluştuğu bir durumla karşı karşıya olduğunu sözlerine ekledi. Nemrut Kalderası’nın ise en iyi durumda olan sulak alanlardan biri olduğunu söyledi, ama burada da su seviyesinde düşüş yaşandığını vurgulayarak insan ziyaretlerinin sınırlandırılması gerektiğini belirtti.

AKDENİZ BÖLGESİ KURUYOR

Türkiye’nin önemli su kaynaklarını barındıran Akdeniz Bölgesi’nde, Antalya, Isparta ve Burdur’ta toplam 155 bin 305 hektarlık sulak alan bulunduğunu aktaran Dr. Kesici, bu alanların Burdur’da 7, Isparta’da 5 ve Antalya’da 4 sulak alanla temsil edildiğini belirtti. Ancak son yıllarda artan tarımsal sulama, açılan sondaj kuyularının etkisiyle bu alanlarda yer altı sularının hızla azaldığına dikkat çekti. Ayrıca, madencilik, enerji ve turizm yatırımlarının bölgede yarattığı baskılar ve hatalı tarım uygulamaları da bu sulak alanların önemli bir kısmının kaybolmasına yol açmış durumda. Dr. Kesici, Antalya’da yer alan Yamansaz, Boğazkent ve Aksu deltası gibi alanların, geçmişte sulak alanlar iken şimdi kaybedilen önemli doğa mirasları olduğunu belirtti. Türkiye’nin son elli yılda kaybettiği sulak alanların büyüklüğünün neredeyse iki Marmara Denizi kadar olduğunu ifade etti.

‘İKLİMİ DEĞİŞTİREN KURAKLIKTIR’

Su kaynaklarındaki azalışın başlıca nedenlerinden birinin tarımda su kullanımının etkin yönetilememesi olduğunu belirten Dr. Kesici, “İklimi değiştiren kuraklıktır.” diyerek uyarıda bulundu. Ülkemizdeki su kaynaklarının neredeyse %80’inin çeşitli yöntemlerle, su bilançosu göz ardı edilerek çekildiğini açıkladı. Su çekildikçe buharlaşma ve kuruma süreçlerinin hızlandığını ifade eden Dr. Kesici, bitki örtüsü kayıplarının su buharını tutmayı zorlaştırdığını ve akabinde kuraklığın daha da arttığını vurguladı. Bu duruma bağlı olarak hava ve toprak neminin azaldığını, suya olan talebin yıldan yıla yükseldiğini söyledi. Son yıllarda yaşanan su yüzey alanlarının büyük miktarda azalmasının iklim üzerinde olumsuz etkiler yarattığını sözlerine ekledi.

2025 VE SONRASI İÇİN UYARI

Dr. Kesici, gelecek yıllar için bu durumun daha da ciddileşeceği konusunda uyarılarda bulundu ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini ifade etti.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
2025’e Kadar Su Krizi Derinleşecek Uyarısı!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye'ye Dair ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!